YAŞAMDAN GELEN SİNYALLER
Arabanızda frenler tutmuyorsa kozmik bilinç,
Size nerede durmasını bilmiyorsun’ diyor…
Silecekleriniz çalışmıyorsa niye görmek istemiyorsun? diyor….
Telefonunuz arızalıysa iletişim kanallarında sorun var,
Kime söylemek istiyorsun da söyleyemiyorsun?’ diyor…
Arabanızda çizikler, vuruklar, çarpmalar varsa öfkelisin,
Kendini ve kızgın olduğun herkesi affet diyor…
Evinizde su boruları devamlı patlıyorsa,
musluklardan su sızıyorsa yaşamındaki kaçakları gösteriyor…
Para, sağlık, huzur vs. elektrikle ilgili sorun varsa
karanlıktasın, aydınlat kendini diyor…
Ve Bedenimiz işte harika makinemiz…
Biz hayatımızdaki kullandığımız araçlar arızalanınca insanlarla
ilişkilerimiz bozulunca, yaşamın bize verdiği mesajları hala anlamadıkça…
Yaşam, son çare olarak mükemmel bir makinemiz olan bedenimizle hayatımızdaki sorunları göstermeye çalışıyor..
Ancak hastalanınca duruyoruz…
Bana ne oluyor böyle diyoruz…
Neden hasta olunca farkına varıyoruz?
Çünkü yaşamla ilişkimiz bir şekilde kesiliyor…
İşimize gidemiyoruz veya
Ağrılar içinde dolaşıyoruz hayattan keyif alamıyoruz…
‘Evet, bu işim beni çok strese sokuyordu,
Sonunda hasta etti beni’ diyorsunuz…
Yaşamın size söylediklerini dinlemek için
İlle de hasta olmayı mı bekliyorsunuz…
Kanser olduğunuz zaman mı en nefret ettiğiniz kişiyi affedeceksiniz…
Öleceğinizi bilirseniz mi yapmak istediğiniz şeyler için kendinize zaman ayıracaksınız, kızmayı, söylenmeyi bırakacaksınız…
Hastalıklar sizin düşüncelerinizle yaşamınızda yaratmış olduğunuz sıkıntıların sonuçları ve bu düşünceler sahip olduğunuz yaşam alanlarınızı güçlü bir şekilde etkiliyor…
Öncelikle şunu da bilin ki, yaşamımızdaki bu nedenleri görmemek için kendimize bahanelerde uydurup duruyoruz…
Soğuk bir şeyler içtim bu yüzden boğazım ağrıyor..
Acılı yedim bu yüzden midem ağrıyor diyoruz.
Daha önce neden soğuk içtiğinizde veya acı yediğinizde bu ağrılar yoktu…
Kendimize karşı dürüst olalım ve yaşamın bize verdiği bu tür ipuçlarını kullanalım..
Unutmayalım ki ,
Bir şey olacağı zaman önce sinyallerini verir,
Sonra üzerimize yaklaşarak gelir.
Tıpkı çatırdayan bir evin bir zaman sonra üstümüze yıkılabileceği gibi…
Tıpkı gök gürlediğinde birazdan yağmurun başlayacağı gibi..