TAMİR ETMENİN ÖNEMİ
Yama tamirdir, eskiyen bölük, pörçük olan dikime uygun olmayan eşyalar başka parçalar ile yamanırdı.
Yama kötü birşey değildi ve var olanı kurtarmaktı,
Atıp yenisini almadan kıymet bilmekti,
Tamir etmek yamalı giymek ayıpta değildi tutumlu olmak demekti…
Giysilerin en çok dizleri ve dirsekleri,
Delinen çarşaf, Yırtılan yemeni dahi yamanırdı.
Evlerin dökülen sıvaları yine yeni çamur saman malzeme ile,
Çürümüş yada delinmiş tavan, taban yine parça tahtalar ile yamanır tamir edilirdi…
Hatta öyle ki hayatın diğer alanlarında dahi yama vardı,
Kırılmış bir kalbi tamir eden özür ve sevgi mahiyetinde sözcükler,
Kalpten bir gülümseme, Candan bir sarılış,
Sesleniş yine tamirde kullanılan yamalardı…
Eski bir Japon felsefesi olan Kintsugi, kırılan bir nesneyi eskisinden çok daha güzel ve fonksiyonel hale getirmeyi amaçlardı. Bu felsefeye göre kırılma aslında bir kayıp değil yeni bir varoluş demekti.
Kintsugi Felsefesinde, kırılan eşyaların kırık yerlerine lame veya dore renkleriyle kontur çekilir, kullanılan bu sıra dışı renkler, altın veya gümüş tozunun reçineyle karıştırılmasıyla elde edilirdi. Bu anlayışa göre, kırıklar bir hasar veya kayıp olarak değil, yaşanmışlık bir değer olarak kabul edilir ve değerlendirilirdi.
Bu felsefede eşyadaki kırıklara, yırtıklara, yamalara odaklanmak yerine eşyanın tümündeki güzellikleri görmek önemliydi. Böylece, kusursuz ya da hatasız olmanın imkansız olduğu vurgulanırken, kusurların da mükemmelleştirilmesi sağlanırdı.
Hayatta kusurlarımızla yaşamayı ve bunları bir tecrübe olarak değerlendirmeyi bilmeliyiz.