SOFRADA SIFIR ARTIK KAMPANYASI
Bu proje israfı önlemeye yönelik sosyal sorumluluk projelerimizden birisidir. Bu projeyle sağlıklı beslenme, kaynak israfı, aşırı tüketim, çevre sağlığı ve sosyal sorumluluklarımız konusunda toplumsal bir farkındalık oluşturulması amaçlanmaktadır.
İsraf nedir ?
İsraf bütün dünyada gittikçe yaygınlaşan toplumsal bir hastalık olup her türlü imkan ve varlığı gereksiz ve ölçüsüz şekilde harcama, saçıp savurma anlamlarına gelmektedir. İsrafın boyutunu kavramak için pirinç tanesi konusunda basit sayısal bir örneklendirme yapmak yeterli olacaktır.
Türkiye’de yaşayan 70 milyon kişi sofrasından günde bir pirinç tanesini israf etse günlük 2,5 ton pirinç israf ediliyor demektir. Halbuki 2,5 ton pirinçle 30 bin porsiyon pilav üretmek mümkündür. 70 milyon kişi günde bir kaşık israf etse 250 ton, bir porsiyon israf etse 5000 ton pirinç çöpe gidiyor demektir. Örneği 7 milyara ölçeklersek; bir pirinç tanesi 250 tona, bir kaşık pirinç 25.000 tona, bir porsiyon pirinç 500.000 tona karşılık gelecektir.
İSRAF’ın çevre ile ilgisi nedir?
İsraf çevre kirliliğinin de temel unsurlarından biri gibi gözükmektedir. Zayi olan bir pirinç tanesini yetiştirmek amacıyla; tarlanın sürülmesi, tohumunun temini, ekilmesi, sulanması, gübrelenmesi, biçilmesi…hasat edilen pirincin işlenmesi, nakliyesi, depolanması, pazarlanması, pişirilmesi için ciddi bir kaynak, emek ve enerji harcanmakta, bu işlemlerden dolayı havada, suda, toprakta ciddi bir kirlenme meydana gelmekte, kişisel ve global anlamda ciddi bir ekonomik ve ekolojik kayıp oluşmaktadır.
İsraf olan pirinç örneğimizi 7 milyar nüfusa göre ölçeklediğimizde ise ortaya çıkacak ekonomik ve ekolojik kayıplar korkunç boyutlara çıkacaktır. Boşa yanan her bir ampül, boşa akan her bir damla su, çöpe giden her bir dilim ekmek dolayısıyla global anlamda meydana gelecek kayıplar pirinç örneğinden çok farklı olmayacaktır.
İsrafla ihtiyacı ayırmanın ölçüsü nedir?
İhtiyaçlar kişiye, zamana, mekana göre değişebilir. Önemli olan gerçek ihtiyaçlarlar suni ihtiyaçların doğru tespit ve ayırt edilebilmesidir. Bu da kritik analitik düşünce sisteminin sağlıklı çalıştırılması, irade eğitimi ile arzu ve heveslerin yeterince kontrol altına alınması ile mümkün olabilecektir.
Kampanyanın kişisel ve sosyal faydaları nelerdir ?
Bugün dünyada birçok insan sağlıklı ve yeterli beslenme imkanlarından yoksun bir şekilde açlıkla pençeleşirken, bir çokları da sağlıksız gıdaları sağlıksız yollarla almaktan ya da haddinden fazla tüketmekten kaynaklanan hastalıklarla mücadele etmektedir. “Sofrada Sıfır Artık” sağlıklı beslenmenin ön şartıdır.
Açıklanan istatiksel verilere göre dünyada 800 milyon insan açlıkla, bir milyar insan susuzlukla mücadele etmektedir. Somali’de 3 ayda açlıktan ölen kişi sayısı 29 bin olarak basına yansıdığı herkesin malumudur.
Soframızdan çöpe giden yiyeceklerde, musluğumuzdan boşa giden sularda açlık ve sefalet içinde yaşayan insanların hakları vardır. “Sofrada Sıfır Artık” sağlıklı bir sosyal yapının ön şartıdır.
Sofrada Sıfır Artık Kampanyası kilo aldırır mı?
Bu kampanyadan amaç sofrada ne varsa silip süpürerek mevcut kilolarımızı arttırmak değil, özelde sofradaki genelde tüm yaşamdaki israfa dikkat çekmektir. Kampanyamıza katılıp tabağındaki yemeği sonuna kadar bitirme niyet ve gayreti içine giren herkes işe sofrasındaki çeşitliliği bir miktar azaltma yoluna giderek başlayacaktır.
Yemek kültürü içinde yaşanan çağa ve coğrafyaya, iklim ve kültüre, fiziksel ve ruhsal hatta mesleki, ekonomik, ticari ve sosyal şartlara göre değişkenlik göstermektedir. Çağlar boyu değişmeyecek ana kural yemeğin ihtiyaç miktarı alınması gereğidir. Yaşam tarzına en uygun miktar ve çeşitte alınan gıdaların vücudumuza sıhhat ve ruhumuza ferahlık vereceğinden şüphe edilmemelidir.
Yemekli toplantı ziyafet veya ikramlarda ölçüyü korumak mümkün müdür?
Bir öğünde alınan gıda miktarından çok, gün içinde alınan toplam gıda miktarı önemlidir. Dolayısıyla özel durumlarda fazla alınan gıda miktarı, sıkı bir irade savaşı ile gün içinde öğün ve çeşit azaltıma yoluna gidilerek dengelenebilmelidir.
Yemek usulü ile israf arasında bağlantı var mıdır?
Ekmek ve yemek israfının en çok yapıldığı sektörlerden biri turizm sektörü olarak görülmektedir. Özellikle herşey dahil sistemde hizmet veren lüks restoranlarda servis edilen yemeğin yaklaşık üçte ikisi zayi edilmektedir. (2) Bunu önlemenin yolu ücretlendirme sisteminin değiştirilmesi gibi gözükmektedir.
Tabldot usulü yapılan yemek servislerinde de kişinin özel zevk, ihtiyaç ve alışkanlıklarını gözetmek mümkün olmadığından, yemek israfını önlemek mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla nerede ve hangi sitemde olursa olsun önemli olan kişinin iradesine sahip olup, tabağına kendi ihtiyacına uygun çeşit ve miktarda yemek alma bilincine sahip olmasıdır.
Sonuç :
Bir insanın ekonomik imkanlarının fazla olması ona yediğinde, içtiğinde, giydiğinde israf etme hak ve yetkisini vermez. Çevremizi ve içindeki tüm canlıları, onları hikmetle yaratan ve bizlere emanet eden Rabbimiz adına sevmek ve korumakla yükümlüyüz. Bu kanuni bir yükümlülük değil sevgi temelli ahlaki bir yükümlülüktür. Kainatı bütün güzellikleriyle birlikte insanoğluna emanet eden Yüce Yaratıcı Kur’an-ı Kerim’inde bu işin ölçüsünü ve çözüm yolunu şöyle özetlemiştir: “Yiyiniz içiniz fakat israf etmeyiniz” .
Kaynak : Süleyman Yorulmaz/ÇEKÜD