ŞEYTAN İŞİ- Dr. İlhami Pektaş
Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş. Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemeye başlamış. Şeytan kadını epeyce izledikten sonra olayın seyrini değiştirmek üzere yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetivermiş.
Anne sütüne hasret buzağı da az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış biraz debelenince boynundaki ipi çözülmüş.
Hemen koşarak annesini emmeye giden buzağı süt sağan kadının önündeki süt kovasını devirmiş. Sağdığı süt ziyan olunca sinirlenen genç kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca yavru yere yığılmış. Yavrusuna saldırılan inek kayıtsız kalamayıp bir çiftede kadını yere serip kanlar içinde yere yıkılmasına ve ölmesine sebep olmuş. Uzaktan geçmekte olan kadının kayın pederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görünce sinirlenerek hemen evden tüfeğini almış ve ineği vurmuş. Silah sesini duyan koca, karısını yerde kanlar içinde cansız yatar vaziyette ve babasını da elinde tüfekle görünce silahını çekip babasını öldürmüş. Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam, bu kadar acıya dayanamayarak vicdani rahatsızlık ile intihar etmiş. Sonuçta bir kova süt yere döküldü, buzağı ve İnek öldü, Kadın, Kayınperederi ve Eşi de öldü.
Bütün bu olayları ağaca sırtını dayayarak geriden izleyen şeytan;
“BU FELAKETİ DE ŞİMDİ HEMEN BANA YÜKLERLER, BUZAĞININ İPİNİ GEVŞETMEKTEN BAŞKA BEN NE YAPTIM Kİ ” demiş.
Kıssadan hisse, şeytani bir plan karşısında hiç düşünmeden, aşırı sinirle ve karşındaki düşmanmış gibi yapılan davranışlar çatışmaya dönüşerek bir aileyi yok edebiliyor.
Günümüzde emperyalist ülkeler, tüm müslüman ülke insanlarını birbirine kırdırarak büyük bir oyun oynamaktadır. Her gün çeşitli müslüman ülke ve mezheplerden insanlar ölüyorsa sebebi emperyalist güçlerin yaptığı şeytani planlar nedeniyledir. Fitne merkezlerinin kışkırttığı savaş sonrasında, birbirine karşı şiddet ve nefret sarmalına giren Müslümanlar birbiri ile çatıştırılmaktadır. Bu kışkırtmalarda Sünni ve Şii mezhebine bağlı iki müslüman kardeş arasındaki düşmanlığı körükleyen ABD ve İsrail eksenli emperyalist ve bölücü güçler, bu çatışmaları özellikle teşvik etmektedirler. Böylece Ortadoğudaki enerji kaynaklarını ve taşıma hatlarını da kontrol altında tutmak istemektedirler. Savaşan Müslümanların çevresel etkisi sonucunda, savaşmayan Müslümanlar da etkilenmekte, bir müddet sonra olaya taraf olmaya başlamaktadırlar. Bölgemizi ve kardeş ülkelerimizi kan gölüne çeviren politikaları üreten, bizleri birbirine kırdıran bu devletler ne yazık ki emperyalist Batı olarak nitelediğimiz Hıristiyan devletleridir. Bunlar dünyanın rantının önemli bir kısmını maalesef kendi halkını rahatlatmak ve sömürgeci ruhlarını tatmin etmek için kullanmaktadırlar.
İşte bu şeytani tuzakları bozmak için İslamın birlik ve beraberlik içinde olması birlikte kardeş olarak hareket etmesi gerekmektedir. Peygamber efendimizin sözlerini hatırlayalım.
Ey Allahın kulları, Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin, kardeş olun. Sımsıkı Allah’ın ipine sarılın, birbirinizden ayrılmayın. Birlik olun.
Yoksa dağılıp parçalanırız.