BÜYÜK VERİ: HER ADIMIMIZ TAKİP EDİLİYOR-BİR ÜRÜNE PARA ÖDEMİYORSANIZ O ÜRÜN SİZSİNİZ
BÜYÜK VERİ
Günümüzün popüler kavramlarından biri olan Big Data, Türkçe karşılığıyla büyük veri; ilk olarak astronomi ve genetik alanında ortaya atılmış bir kavram olup, internetin hayatımıza girmesiyle birlikte farklı bir boyut kazanmış ve farkında olmadan büyümesinde pay sahibi olduğumuz bir kaynak haline geldi.
Bireysel ve kurumsal verilerin, internet aracılığıyla dünyaya paylaşılması çekiciliğini arttırdı ve ortaya Büyük Veri (Big Data) çıktı.
Sürekli kullanılan sosyal medya hesaplarındaki etkileşimler, arama motorları ve buralarda arama yapıldığında arkada bırakılan izler, banka hesaplarıyla yapılan hareketler, bloglar, mailler, sensörler ve tekil kullanıcıların internet ile olan tüm etkileşimleri bir araya getirilince büyük bir veri yığını oluşuyor.
Big data, elde bulunan verileri en kullanışlı hale getirip, işletmelerin ve kurumların müşterileri hakkında olan görüşlerine yeni bir bakış açısı getirmeyi, yeni kanallar açmayı kendine ilke ediniyor. Veri artık veri tabanlarından fotoğraflara, videolardan ses kayıtlarına, yazılı metin ve sensör verilerine kadar her şeyi kapsıyor. Bu durumda veriler belli segmentlere ayırarak, müşteri profil analizi ile stratejiler belirlenebiliyor.
Tüketici davranışını izlemek isteyen satıcılar, yaratıcı trendler oluşturmak isteyen yeni şirketler, mevcut durumu açıklamaya çalışan araştırmacılar veya girişimciler olmak üzere birçok kişi ve kuruluş big datayı kullanıyor.
Araştırmalara göre büyük veriyi kullanan şirketler; %50 daha fazla kazanç elde etmiş, pazar çalışmalarında %41 etkili olmuş, reklam harcamaları %37 azalmış ve sosyal medya kullanımında %37 gibi yüksek oranlarla daha başarılı olmuşlar.
Veriler, dünyamızı ve yaşam tarzımızı daha önce görülmemiş oranda etkilemektedir. Hal böyle olunca bu verilerin doğru bir şekilde kullanılması hem topluma hem de ticari organizasyonlara fayda sağlamaktadır. Bugünün şartlarıyla, veriler doğru işlendiği zaman getireceği faydayı ve kazancı düşününce gelişen teknolojiyle birlikte ilerleyen süreçte gayet olumlu gelişmelerle karşılaşacağımız hiç şüphesiz!
Bir başka açıdan bakınca, veriler gizlilik ve güvenlik sorunu da oluşturabiliyor. Bizler bu verileri bu şirketlere, devletlere verirken tüm mahremiyetimizi de vermiş oluyoruz ve dolayısıyla devletlerin bu verilere sahip olması artık bir güç belirtisi olarak kabul ediliyor.
Bireysel mahremiyetimiz bu alanda en büyük önem arz eden ve dikkatli olmamız gereken konulardan biri. Yani ülkeler kendi teknolojisini kendisi üretecek ve verilerini kendileri koruyacak. Aksi halde yakın gelecekte savaşların nedeni; eskisi gibi petrol veya toprak değil, verilerin uluslararası gizlilik ve güvenlik sorunundan kaynaklanabilir.