DOSTLUK ÜZERİNE…

Hayat bazen o kadar ağır geliyor ki ne yapacağını bilemez hale geliyor insan. Herkes bu duyguyu yaşamıştır. Kendimizle çeliştiğimiz günler olmuştur hep. İşte o anda yanınızda olmasını istediğiniz kişilerdir dostlarımızdır. Hayatın bize sunduğu en büyük nimettir Dost. Çünkü böyle tam dibe vurduğun anlarda artık herşey bitti dediğin bir anda uzatır sana elini. Alır ve çeker seni çektiğin sıkıntıdan, battığın çamurdan. Küçük yaştan beri hep dostları olmuştur insanın ama insan olgunlaştıkça o zaman gerçekten seçici davranmaya başlar. Büyüdükçe daha çok düşünmeye, öğrendikçe daha özenli seçmeye başlar insan dostlarını. Ne çocukluk acemiliği kalmıştır artık, ne gençliğin körpe heyecanı. Artık kazanmış olur insan gerçek dostluğun anlamını, manasını. İşte bu yüzden yeniler daha özeldir hayatımızda.
Kimi insanlar öylesine umutsuzluğa kapılır ki dostluğa olan inancını kaybeder, gerçekte dostluğun olup olmadığını sorgular duruma gelir. Umutsuzluğa kapılmamak gerekir çünkü hiç tahmin etmediğiniz bir anda karşınıza sizin o zor günlerinizde yüzünüzü güldürebilecek dostlar çıkar.
Hayatımızın olmazsa olmazı, Yaşadığımız yüzyılda sahip olduğumuz en büyük nimettir dostluk. Gerçek dostlar birbirlerini hiçbir zaman gerçekten kıramazlar. Dostlarına çok ağır sözler de söyleseler o sözlerin hiçbirini içten ve kırmak amacıyla söylememişlerdir. Dostlar her zaman gerçekleri söyler. Söyledikleri ne kadar acı olursa olsun sizi sevdikleri içindir.
Her zaman iyi anlaştığın hep iyi vakit geçirdiğin, beraber gülüp eğlendiğin dost gerçek dostun değildir. Dost zor zamanlarda belli olur. Arkadaşın olabilir yada yakın arkadaş denebilir ama dost diyorsan eğer o senin en kötü halini de bilip kabullenebilen kişidir. Bir insanı her haliyle en iyi gününde ve en kötü gününde kabul etmek herkesin yapabileceği bir şey değildir. Herkes yapamadığı için dir ki dostlukların sayısı azdır ama bu dostluklar özlü dostluklardır. Dost sayıyla değil, kalitesiyle belli olur. Genellikle insanlar sadece ortak yaşamın bir araya getirdiği insanlar olarak bir araya geliyor. O hani beraber dökülen gözyaşları, birlikte yapılan afacanlıklar her şey. Fakat bir bir cümle ile bazen her şey bir anda bitiverir.
Dost olmak yıllar sürer denir ama hiçte öyle değildir. Gerçek dost samimiyetine o anda inandığın o denli de güvendiğin kişiyi karşında görmektir. En zor anında onun varlığını her zaman yanında hissetmektir. Dostluk iki ruhun bütünleştiği güvendir. Kendine güvendiğinden çok güvenebilirsin dostuna. Kendinden bile şüphe ettiğinde ondan şüphe edemezsin..
Dost öyle bir insandır ki umutsuz bir durumda bizi mutlu etmeyi başarabiliyor. Kan bağınız olmadığı halde kardeşiniz yerine koyabiliyorsunuz. Bazen kardeşinizden yakın bile olabiliyor bu dost. Kardeş zorunludur ama dost sonradan seçilmiş bir kardeştir.
O dost ki işte gülmeyi unuttuğumuz anda bize gülmeyi tekrar hatırlatabilmeli. Şu dünyada bir insanın herşeyidir dostları. En berbat gününüzde bile yanınızda olabilmeli. Saçmaladığınız zamanda sıkılmadan dinleyebilmeli. Ne söylersen söyle sabırla dinleyip ve öğüt verebilmeli. Senin canın yandığında onun da canı yanabilmeli, hissettiğin acıyı senden daha fazla yüreğinde hissedebilmeli. Aynı şekilde mutlu ve başarılı olduğunda senin mutluluğuna ve başarılarına sahip çıkabilmeli. Dost içten olmalı, samimi olmalı, senin canın yandığında o da aynı acıyı hissedebilmeli. Ama bu devirde böyle dost bulmak gerçekten çok zor. Bulduğumuzda da kıymetini bilmeliyiz. Dost, sadece iyi gününde yanında mutluluğunu paylaştığın insanlar gibi olmaz. Asıl için kan ağlarken yanında olup tüm derdini, tasanı paylaşır, acını gerçekten hissedebilir. Dostluğun temelinde öylesine bir güven vardır ki bir elmanın yarısı gibi bütünleşiverirsiniz. Dost her zaman yanınızda olmayabilir. Belki haftada bir belki ayda bir görüşüyor olabilirsiniz. Her gün konuşup görüşmeseniz de varlıkları size huzur ve mutluluk verir ve her zaman yanında olacaklarını bilirsiniz.
Kırgınlıklar, küskünlükler, usanmalar, tahammülsüzlükler yeşermez dostluk bağında. Bir yangından ötekine, bir fırtınadan diğerine savrulduğumuzda, bir kuyudan ötekine düştüğümüzde, hastalıklar, ölümler, ayrılıklar, sıkıntılar hep üstümüze geldiğinde; dünyanın kıyısına vurduğumuzda yanımızda gördüğümüz, yüzünde huzur duyduğumuz, tebessümüne, tatlı sesine, dualarına tutunarak yürüdüğümüz tek kişidir dost.
Halbuki bu zamanda insanlar başkasının sevincini, başarısını, mutluluğunu hep kıskanır oldular. Kardeş kardeşin mutluluğunu çekemez oldu. Hani büyük bir sıkıntının içine düşsen etrafındaki insanlar bundan büyük bir zevk alacaklar. Bu devirde her şey menfaate döndü. İnsanlar birbirine menfaat için selam verir oldular. Sadece seni işi düştüğünde arayanlar, menfaat için seninle iş birliği yapanlar, sadece menfaat için sana yardımcı olanlar, menfaat için etrafında bulunanlar bil ki senin en kötü zamanında seni terk edip unutacaklardır.
Menfaat için kardeşin kardeşe düşman olduğu bu devirde bulduğun gerçek dostu hayatından kaçırmayacaksın.
Dr. İlhami Pektaş