CANA GELECEĞİNE MALA GELSİN ?

Bir dönemler hayatımdaki tek problem o meşhur havuzun kaç saatte dolacağını hesaplayabilmekti.
Doğru cevabı bulduğumda hayatta çözemeyeceğim hiçbir problemin olmayacağını düşünürdüm.
Sonra büyüdüm, büyüdük..
Bir bir değiştirdi bizleri zaman. Yere düşen ekmeği üç kere öpüp başına koyan çocukları bile zalimleştirdi. Alimleştirmesini dilerken…
Ayrışıyoruz artık! ‘Biz’ yerini yalnızlığa bırakıyor.
Paranın satın alamayacağı her şeyin tutkunu olan insan, parayla satın aldıklarının kölesi oluyor artık. Mal insandan daha önemli.
‘Cana geleceğine mala gelsin’de miadı dolmuş bir atasözü olarak kaldırılıyor rafa. Artık mal daha kıymetli. Aman ona zarar gelmesin.
Lüks arabasıyla yüksek hızla giderken yayaya çarpan birine tanık olduğumuzda şoförün önce arabasının farına baktığını farkediyoruz.
Bazen de ölen kişinin ailesinin belli bir para ile davadan vazgeçtiğini.
Bir sabah işe giderken otobüste seslerinin yükseldiğini fark ediyorsun. Sonra o seslerin birinin diğerinin ayağına basması yüzünden çıktığını öğreniyorsun.
Ayakkabıların kirlenmesi çok da büyük bir mesele değildir aslında, ruhlar kirlendikten sonra. Ayakkabıyı silersin geçer ama ruhtaki kir geçmiyor bir türlü.
Eskiden biri öldüğünde ayakkabıları evinin kapısına bırakılırmış. Ayakkabıları bir başkası tarafından giyildiğinde, ölenin ayaklarının üşümeyeceğine inandıklarından.
Bir gün öleceğiz ve üzerine toz konmasına bile tahammül edemediğimiz ayakkabılarımız konacak kapımızın önüne.
Belki gerçekten alacak ihtiyacı olan biri ve ayakkabılarımız yaşamaya devam edecek bir başkasının ayaklarında.
Ne kadar hızlı değişiyoruz farkında olmadan.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir