BİZ ONLARI TÜRK SANIYORDUK, MÜSLÜMAN SANIYORDUK

“Sekiz yüz bin” Ermeni’ye kimsenin ruhu duymadan isim-soy isimleri Türkçe’ye çevrilerek Türk kimliği verildi.
Aslında bu pek önemli bir konu değil.
Bundan daha can alıcı olan konu şu ki;

Hiçbir zaman açlık,
susuzluk,
yokluk veya yoksulluk çektirilmedi.

ordu idare etti.
Kimisi müdür yapıldı,
okul idare etti.
Kimisi başhekim yapıldı,
hastane idare etti.
Kimisi diyanet işleri başkanı, hoca yapıldı,
cemaatler idare etti.
Kimisi hâkim-savcı yapıldı,
nice koçyiğitlerin ve mübareklerin canına kıydı… vs. vs.
Hepsine de Anadolu insanının üzerinde idareci sıfatı verildi.

edebiyat,
müzik,
sinema, basın,
yayın, gazete,
Tv hep onların tekelinde bulunduruldu.
Ve bu kriptolar anıtkabir yollarında sürekli şu cümleyi kullandılar;
“Biz bu ülkenin asli unsurlarıyız!”
Onlar zeki,
bilgili,
demokratik ,ilerici ve çağdaştılar.
Onlara köpeklik etmeyenler ise
her zaman gerici,
yobaz, cahil, karanlık.
Onlar azınlıktı ama gayet zengin ve şatafatlı bir hayat içinde kendilerini efendi,
bizi ise köle olarak gördüler.

uçak, silah fabrikaları kurarken,
Bu kriptolar bizi suni başörtüsü sorununa,
suni Kıbrıs sorununa, suni Kürt sorununa, alevi sorununa hapsetti.

bir zeytin dahi bulamaz olduk.

mimar ve mühendisler odası haddini bilecek dediğimizde
93 yıldır kurdukları saltanatı ölümüne savunma derdine düştüler
ve düşmanlıklarını alenen yapmaya başladılar.

Sermayede birlik oluyorlar….
Eğitim ve sağlık alanında toplanıp bildiri imzalıyorlar…
Belgelerle Gerçek Tarih