VAKİT GEÇ OLMADAN
Yaşlı adam bankta oturmuş, bastonunu iki eliyle çenesine dayamış, çocuk parkını seyre dalmıştı. Farkına varmadan gözleriyle çocukları seviyordu.
Yıllarca çalışmıştı. Evler, yazlıklar, arabalar, bankalarda hesabında büyük miktarda paraların sahibi olmuştu.
Çocuğunu salıncakta sallayan anne babaları seyre dalmıştı. Onların gözlerindeki mutluluğu gıpta edip seyrederken derin bir iç çekti.
Kendi gençliğini hatırladı. Kaybettiği eşini hatırladı. Şimdi bıraktığı mirası yemekle meşgul olan çocukları gözleri önüne geldi. Yılda bir sefer ya uğrar ya da telefon ederlerdi.
Oldu olası, sıcak bir aile ortamı yaşayamamıştı. Gece gündüz iş peşinde koşuşturmakla, iş yerlerini denetlemekle ömrü geçmişti. Bazen, çocuklarını bir ay görmediği olmuştu.
Aklında hep iş, para vardı. “Para herşeyi halleder” diye düşünmüştü. “Para çok olursa yaşlanınca çok mutlu yaşarız!” demişti.
Parayı kazandı, ömrü yetmişine dayandı ama şimdi parkta, kendi gençliğinde bir kere bile eşiyle ve çocuklarıyla yaşamadığı duyguları sadece başkalarında seyrediyordu.
Şimdi parası vardı. Hem de çok…Ama içinde bir huzursuzluk vardı.
Ne o aşık olup evlendiği dünyalar güzeli eşi vardı şimdi yanında, ne de sevilme çağındaki çocukları…
Eşi, yalnız ve mutsuz bir hayat yaşarken ölmüştü. Onu hep yalnız bırakmıştı. Bir yuva kurmuştu fakat akşamları bile birbirine hasret bir yuva…
Dayanamadı çocuklarını salıncakta birlikte salıncakta sallayan çiftin yanına gitti.
“Merhaba yavrum!” deyince çift salıncağı durdurup saygıyla yaşlı adama baktılar.
Senin bir işin yok mu? Nasıl bu kadar zaman bulup eşinle ve çocuklarınla birlikte olabiliyorsun?” diye sordu, çifte.
Genç adam, eşinin ellerinden tutarak sevgiyle avuçlarında sıktı.
“İşimin olması eşimle mutlu olmaya engel değil ki amcacığım!” diye cevap verdi.
Yaşlı adam sırtını dönüp yürümeye başladı.
“Öyle ya, işi olmak eşini unutmak değildi. Herkesi kendim gibi budala sandım!” diye mırıldanarak yalnız yaşadığı lüks evine doğru yürümeye başladı.
İnanın ki ne bu dünyanın işi biter, ne de derdi…
Ama zaman çok çabuk biter. Zaman çabuk eriyip kaybolur
Alın çocuklarınızı eşinizle aranıza! Tutun çocuklarınızın yumuk ellerinden, park yoksa caddelerde, sokaklarda gezin!
Paranız olmayabilir, zaten böyle bir mutluluğa para gerekmez ki. Yüreklerinizdeki sevginiz, çocuğunuzun mutluluğu, eşinizin bakışı yeter. Zamanı zamanında kullanın. Zamanı zaman geçtikten sonra kullanmak hiç mümkün değil.
Her şeyi zamanında yaşayın!
Kışın denizin keyfi olmayacağı gibi, yazın kardan adam yapmanın da imkanı yoktur. Çünkü zamanı değildir.
Gençlikte yuvanızın değerini bilin!
Parayla pulla satın alınmayacak tek şey eşlerin birbirine olan sevgisidir. Çocuklarını mutlu ve edepli yetiştirmektir.
Yalnız iseniz evlenmeyi, yuva sahibi olmayı deneyin. Evlilik mutluluğun en hayırlı sebeplerinden biridir. Yaşlı ve yalnız iseniz, bol bol dost ve misafir edinin. Onlara ikramlarda bulunun. Çocukları sevindirin. Sokakta geçerken cebinizde mutlak şeker bulundurun. Çocuklara verin onlar mutlu olsun, siz mutlu olun!
Hergün sevdiğiniz bir şeyi yapmak için kendinize vakit ayırın!
Hayat kısa.
İlhami Pektaş.