DOĞRU YER, DOĞRU ZAMAN, DOĞRU İNSAN
Hayatımızda karşımıza çıkan kişiler kim olursa olsun doğru kişilerdir. Niçin böyle oldu diyemeyiz. Hayatımızda hiç kimse öyle tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, yakın çevremizde olan, herkesin, her olayın bir nedeni vardır, karşımıza çıkan bu insanlar ya bizi bir yerlere götürürler ya da bize bir şey öğretirler. Bunları tecrübe ederek zamanla öğreniriz. Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi zaten değiştiremezdi, değiştirmesi de mümkün değildi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. Eyvah, tüh yazık oldu, niye böyle oldu diyemeyiz. ‘Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı’ yaklaşımı doğru değildir. Yaşadın ve olay kapandı artık. Ne yaşadıysan, yaşanması gereken, yaşanabilecek olan oldu ve bitti, bundan dersimizi alıp, öğreneceğimizi öğrenip ilerlemeliyiz. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, yaşayacağımız olaydır.
Deme şu niçin şöyle.
Yerincedir o öyle.
Bak sonuna, sabreyle.
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler.
Başladığın her iş için, bulunduğun zaman da en doğru zamandır. Her şey doğru zamanda başlar ve doğru zamanda biter, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da olmaya hazırdır. Seçtiğin okul, seçtiğin iş, seçtiğin eş, oturduğun ev, yaşadığın şehir, çocuklar hepsi.
Bitmiş olan bir şey de zaten bitmiştir. İşinden ayrılma durumu, boşanma durumu, yaşadığın evden, şehirden ayrılma durumu. Biten şeylerde gelişmemizi sağlar.
Bu yüzden onları serbest bırakmak, gitmesine, değişime ve yeni oluşuma izin vermek gerekebilir. Böylece bu değişimin getirdiği tecrübeyle ileriye doğru yönelmek de hakkımızda hayırlı olabilir.
Hak’tandır bütün işler.
Boştur gam u teşvişler.
Ol hikmetini işler.
Mevlâ görelim neyler.
Neylerse güzel eyler.
ilhami pektaş