SOFRAMIZA GELİNCEYE KADAR NE EMEKLER ÇEKİLİYOR- Dr. İlhami Pektaş
Soframızdaki nimetlerin hangi ülkeden, hangi şehirden, hangi köyden geldiklerini, bu nimetler için kaç insanın emek verdiğini, alın teri- göz nuru döktüğünü, nasıl üretildiğini, nasıl taşındığını ve marketlere nasıl geldiğini hiç düşündünüz mü, tüm bu nimetler için hiç şükrediyor muyuz, üretenler için hiç dua ediyormuyuz acaba?
Örneğin bakkaldan aldığımız bir ekmek ;
En çok didinenlerin, ter dökenlerin başında köylü gelir… Ekilen buğday tohumu, bakımı, suyu, nihayet başağın olgunlaşması, biçilmesi, harman yerine taşınması,dövülmesi, ayıklanması, değirmene taşınması..
Sonra değirmende un haline getirilmesi ve Fırınlara taşınması, Fırına gelen unun yoğurulup, hamur haline getirmesi, mayalanması, pişirilmesi en sonunda nakliye ile bakkallara, alış-veriş merkezlerine götürülüp soframıza ulaşması. Çiftcinin emeği, Değirmenin emeği, Fırının emeği, Nakliyecinin emeği, Bakkalın emeği ile soframıza kadar ulaşmıştır….
Soframıza gelen peynir;
Yine en çok emek çekenlerin başında hayvancılıkla uğraşan çiftçimiz gelir. Hayvanlarını yetiştirir, besler büyütür ve süt verecek hale getirir. Sonra sütü emek çekerek sağar, bidonlara doldurup yoğurt, süt, peynir üreten fabrikalara gönderir. Fabrika bu sütleri kontrol ettikten sonra ;
Standardizasyon,
Pastörizasyon,
Soğutma,
Mayalama,
Sütün 1.5-2 saat içinde pıhtılaşması,.
Pıhtının işlenmesi,
İşlenmiş pıhtı baskı teknelerinde veya mayalanmanın yapıldığı teknede yarım saat doğal süzmeye bırakılır. Doğal süzme yöntemi іle hazırlanmış kаlıplаrа süzülmesi sağlanır, 5 saatlik Doğal süzme yönteminden sonrа prеslеmе yada baskılı süzme işlеmi yapılır sonra kalıplara alınarak salamura yanі tuzlama işlemi gеrçеklеştirilir. Salamuradan çıkarılan peynіr dinlendirilmeye alınır. Dinlenme süresi 12 saat ile 4 gün arasında gerçekleştirilir. Paketlemesi yapılan peynirler olgunlaşmasının gerçekleşmesi için depolara аlınır. Sonra nakliye bakkal, market ve alış-veriş merkezlerine dağıtılarak soframıza gelir. Kimlerin emeği geçmiştir en başta çiftçimiz, sonra fabrika çalışanları, nakliye ve Bakkalın hizmeti ile soframıza ulaşmıştır.
Peki zeytin ?
Yine en çok emeği çiftçimiz çeker. Tarlasında büyük bir emekle yetiştirir. Zeytinler danenin siyahlaştığı, et kısmının menekşe mor renk aldığı zaman hasat edilmeye başlar. Boylama, ayıklamadan sonra yıkama, Salamuraya koyma ve fermantasyon işlemleri yapılır. Salamuraya konan zeytinlerde 2-3 gün sonra fermantasyon başlar. Zeytinler fermantasyon tanklarında tuzlanır. Zeytinlerin yeme olgunluğuna erişmesi çeşide ve olgunluğa bağlı olmakla birlikte 6-12 ay arasında değişir. Sonra paketlenerek nakliye ile bakkallara ve oradan da soframıza ulaşır.
Kimlerin emeği geçmiştir. Çiftçimiz, işçilerimiz, nakliye ve bakkal.
Çay ;
Yine en çok emeği çiftçimiz çeker. Önce çay büyük emeklerle yetiştirilir. Sonra toplanır. Toplandıktan sonra Soldurma, Kıvırma, Fermantasyon, Kurutma, Tasnif , Nem ve ışık geçirmeyen ambalajlarda depolama gibi birçok işlemden geçtikten sonra sonra alış-veriş merkezlerine nakliye ile dağıtılır. Bizde alış veriş merkezlerinden , bakkalımızdan aldığımız çayı sıcak suyla demleyerek soframıza getiririz. Kimlerin emeği geçti ; Önce çiftçimizin, sonra toplama, soldurma, kıvırma, fermantasyon, kurutma, tasnif, depolama, ambalajlama, nakliyede çalışan işçilerimizin ve alış-veriş merkezlerinde hzmet edenlerin emeği ile soframıza kadar ulaşıyor..
İşte bizler harcanan, bu kadar emek, dökülen alın teri, enerji, yakıt ve paketleme işlemlerinden sonra bu nimetleri soframızda paylaşıyoruz.
Demem odur ki bu kadar zahmetle soframıza gelen nimetlerimiz için YETERİNCE ŞÜKREDEBİLİYORMUYUZ ?
BUNCA EMEĞİ GEÇENLERE ÇİFTÇİLERİMİZE, İMALATTA ÇALIŞANLARIMIZA BİR TEŞEKKÜR EDİYORMUYUZ ? NE MUTLU ŞÜKREDENLERE, NE MUTLU ÇEKİLEN ZAHMETLERİN, EMEKLERİN KIYMETİNİ BİLENLERE…
Türkiye’de yılda 2 milyar 100 milyon civarında ekmek israf ediliyor. Dolayısıyla bizim gibi ekmeği nimet ve adeta kutsal kabul eden kültüre sahip bir ülkede bunun olması gerçekten bizim yüreğimizi sızlatıyor. Ekonomik kaybı ise yıllık 1,5 milyar Türk lirası. Yılda 1,5 milyar TL ekmek israf ediliyor, çöpe atılıyor. Fırınlarda, lokantalarda, restoranlarda, evlerde, fabrikalarda, iş yerlerinde, resmi kurumlarda her yerde. Bu parayla en az 162 bin çalışana maaş ödenebilirdi, ülkemizin 23 günlük ekmek ihtiyacını karşılar. Ayrıca 1 kilo ekmek için 1.6 litre suyun harcandığı ve böylece 880 milyar litre suyun da israf edildiği hesaplanmıştır.
TÜM EMEĞİ GEÇEN ÇALIŞANLARIMIZA TEŞEKKÜR EDEREK, TÜM BU NİMETLERİ SUNAN YARADANA ŞÜKREDEREK İSRAFI ÖNLEYELİM. İSRAF EDİLEN NİMETLERİN NE KADAR ZAHMETLE SOFRAMIZA GELDİĞİNİ, NE ZOR KAZANILDIĞINI, ÜZERİMİZE DÜŞEN KUL HAKKINI DÜŞÜNEREK, BU İNSANLARI GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNE GETİREREK NİMETLERİMİZİ ESKİDEN OLDUĞU GİBİ BAŞIMIZ TACI YAPALIM. FAZLASINI İHTİYAÇ SAHİPLERİNE VERELİM.