BU VATAN KOLAY KAZANILMADI: SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİ

102 yıl önce, Balkan hezimetinden sonra köyüne dönebilen Osmanlı askeri, daha çoluğuna çocuğuna hasret gideremeden önce Doğu Anadolu’ya, Filistin çöllerine ve Çanakkale cephesine gitmek zorunda kalmıştı. Tam 102 yıl evvel bu günlerde, Erzurum’un, Sarıkamış’ın kar ve buz tutmuş dağlarında, niye yapıldığını asla anlamadığı bir savaşı sürdürüyordu. O askerlerin çoğu dönemedi köyüne…

Rus orduları, 93 Harbi’nde (1876-77) Osmanlı’yı hem Tuna boylarında hem de Kafkasya dağlarında yenmiş; hızını alamayıp Çatalca istihkamlarımıza kadar dayanmıştı.  Osmanlı toprakları üzerinde Sırbistan’ı, Romanya’yı, Yunanistan’ı birer krallık biçiminde yaratmayı başardı. Aynı zamanda Gümrü’yü, Kars’ı, Batum’u, Ardahan’ı alan, Osmanlı’yı  Balkanlar’dan çıkaran; Karadağ ve Bulgar prensliklerini de başa bela eden yine Ruslar oldu. Kars ve Ardahan’ın yanı sıra Sarıkamış da Ruslar’ın eline geçmiş ve bir askeri Rus garnizonu buraya yerleştirilmişti.

Bu ezeli düşman, şimdi girdiği Büyük Harp’te Doğu Prusya ve Polonya bataklıklarında her gün tümen tümen kurban verirken Kafkasya’daki savunmasını da zayıflatmıştı… Osmanlı devletiyle işbirliği içinde olan Alman genelkurmayının bir planı, Osmanlı Devleti’nin Başkomutan Vekili Enver Paşa’nın ilgisini çekti: Kafkaslar’daki Rus ordusunun üzerine yürünecek; Ruslar’ın elindeki Doğu vilayetleri geri alınacak; böylece henüz bir yıl önceki Balkan hezimetinin de yaraları sarılacaktı…

Diğer bir amaçta hali hazırda dağıtılmış olan Rus ordusunu yok edip Bakü Petrollerine ulaşmak ve Alman İmparatorluğu’nun sanayi ihtiyacını karşılamak olarak düşünülebilir.

1914 yılında dönemin Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, daha önce yitirilen bu yurt topraklarını geri almak amacıyla 19 Aralık tarihinde “Sarıkamış Harekatı” planlarını kurmaylarına sundu.

Üçüncü Ordunun toplam gücü 83.000 düzenli asker, yedekler ve Erzurum Kalesi´nin personeli de içinde 118.000 silahlı güç. Bu askerlere 73 makineli tüfek ve 218 adet top destek vermekteydi.

22 Aralık 1914’te başlayan Sarıkamış Harekâtı 18 gün sürdü. Binlerce kahraman Mehmetçiğin şehit düştüğü harekâtın üzerinden 102 yıl geçti. Harekâtın ilk 2 gününde Osmanlı askerleri Rus birliklerine karşı kahramanca mücadele etti. Enver Paşa’nın emriyle başlayan harekâtın amacı ise Rusları kuşatmak ve Kars, Ardahan, Artvin gibi Anadolu’nun kuzeydoğusundaki illerini geri almaktı.

Birinci Dünya Savaşı’na girmemizden hemen sonra, devletin en güçlü adamı olan Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, Anadolu’nun doğusunu Rus işgalinden kurtarıp Kafkaslar’a uzanabilmek için öncelikle Sarıkamış’ı hedef alan bir harekât hazırlığına girişti.

Enver Paşa’nın plânına göre, Üçüncü Ordu’nun bir kolordusu Allahuekber Dağları’nı geçecek ve Sarıkamış kuşatılacaktı.  Ama bazı komutanların Sarıkamış’a ilk giren komutan olma hayaliyle kendi başlarına harekete kalkışmaları, bazılarının kaçan Rus birliklerini takip ederek kuşatma hattını lüzumsuz yere genişletmesi ve onbinlerce askeri kışlık elbiseleri olmadan daha uzun bir yoldan dağlara tırmandırması büyük felâketi getirdi. Bu harekat askeri taktik hatasıyla büyük bir başarısızlıkla sonuçlanan girişim olmuştur.

Öncü birliklerimiz Sarıkamış’a girmeyi başardılar ama şehit oldular ve asıl facia dağlarda yaşandı. Onbinlerce askerimiz soğuktan donarak sonsuz bir uykuya daldı, binlercesi de tifüsten kırıldı. 25 ve 26 Aralık günlerinde vaziyetimiz çok daha kötüleşti. Ordu geri çekilme kararı aldı ve Sarıkamış harekâtı büyük bir hüzünle noktalandı.

Vatan, millet ve bayrak uğruna kutlu bir yürüyüşe çıktı binlerce Yigit…
Tipi ve kar yollarını, ayaz nefeslerini kesti.
Kurşun olup yağdı, acımasızca kar üzerlerine.
Binlerce Vatan Evladı yağan kar ‘i kefen eyledi.
Onların şehadeti ile yürekler buz tuttu.
Bizlere sıcak bir vatan bırakmak için Sarıkamış’ta tarih dondu.

Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığına göre Osmanlı zayiatları 60.000 ve Rus zayiatları 30.000’dir. Savaşın en hazin kısmı ise Osmanlı kayıplarının bir çoğunun Ruslar ile yapılan çarpışmalarda değil de ağır soğuk hava koşulları yüzünden ölmesidir.

Ama, o günlerin Türkiye’si Sarıkamış’ta neler yaşandığından haberdar olamadı. Sarıkamış faciası ancak sekiz sene sonra, emekli Binbaşı Şerif Bey’in 1922 yılında yayınladığı bir kitap sayesinde öğrenildi.