SABRIN HAYATIMIZDAKİ ÖNEMİ

Yaşamak giderek zorlaşıyor, hayatın yükü giderek artıyor ve insanları bunaltıyor. Hayatımızı her an aynı seviyede yaşamak giderek zorlaşıyor. Zenginin zenginliğini koruyabilmesi, fakirin fakirliğin vermiş olduğu sıkıntılara göğüs germesi giderek zorlaşıyor. Peki, Hayatın zorluğuna karşı çaresiz miyiz? Hayır. Bunun çaresi sabırdan geçmektedir.
“Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
Her güçlükle beraber bir kolaylık var ise o zaman güçlük başımıza geldiği zaman feryat etmeden sabır göstermek gerekir. Çünkü sabır gelen sıkıntı karşısında katlanmak değildir, gelen sıkıntıya göğüs germektir. Sabır sıkıntının geldiği anda ona göğüs germekle gösterilir.
Sabır hayatımızın vazgeçilmez bir özelliğidir. Sözlükte “dayanma, dayanıklılık” gibi anlamlara gelen sabır, ahlâkî bir kavram olarak, başa gelen musibetlerden dolayı Allah’tan başka kimseye şikayetçi olmamak, yakınmamak, sızlanmamak; nefse ağır gelen ve hoşa gitmeyen şeyler karşısında dünya ve âhiret yararını düşünerek, ruhi dengeyi bozmamak için insanın kalbinde bulunmakta olan sükûnet ve dayanma gücü demektir.
“Müminin durumu gıpta ve hayranlığa değer. Çünkü her hâli kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece müminde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir belâ gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.”
İnanan insanların başına bela ve musibet gelmesi onlar için bir imtihan vesilesi, hatalarının affedilmesine bir sebep, sabır gösterilebilirse dünya ve ahiret hayatında mutluluğa ulaşılmada bir fırsattır. Bu sebeple mümin başına gelenlere şer gözüyle bakmamalıdır. Çünkü gerçeği bilen Allah’tır. Başımıza gelenlerin bizim için hayır mı? şer mi? olduğunu ancak Allah bilmektedir. Bu sebeple hangi durum olursa olsun inanan bir gönül için fırsattır. Feryatlarla, ağıtlarla gelen sıkıntıyı karşılamak yerine sabır göstermek, Allah’tan gelenin hoş olduğunu kabul etmek zorda olsa en doğru davranış şeklidir. Bu husus dizelerde ne güzel özetlemiştir.
Hoştur bana senden gelen:
Ya hil’at ü yahut kefen,
Ya taze gül, yahut diken…
Kahrın da hoş, lûtfun da hoş.
Sabır belayı nimete dönüştürür. Nimet sabırla şükre dönüşür. Sabır nurdur. Kişiyi karınlıklar içerisinde aydınlatır. Sabır göz aydınlığıdır. Sabır hayatı hayat yapar. Belaları def eder, zorlukların üstesinden getirir. Kalbin içinde bulunduğu hüznü hafifletir. Yaratanı unutturmaz. Sabır hayrı hatırlatır. Alemle bakış değişir sabırla. Ferahlık gelir sabırla. Sükunet iner sabırla. Bunalımlardan kurtuluş sebebidir sabır. Sabrın sonu selamettir. Selamet yurdu ise cennettir. Sabır dünya ve ahiret huzuruna, mutluluğuna götürür.
Peygamber efendimizin hayatı sabırla doludur. Daha doğmadan yetim kalmıştır, çocukluğunu yaşayamadan annesini kaybetmiştir, en zor zamanında amcasını, eşini kaybetmiştir, bir çocuğu hariç bütün çocuklarının ölümünü görmüştür, açlıkla, savaşla daha birçok sıkıntı ile imtihana tabi tutulmuş ve hepsine sabretmiştir. Bizlerde Ümmet-i Muhammed olarak verilene şükretmek başımıza gelene sabretmek zorundayız.