ÖĞRENMENİN SONU YOKTUR
Fakülte dördüncü sınıfta, son sınav günüydü. Öğrenciler bu sınavı da geçtikten sonra diplomalarını alıp hayata atılacaklardı. Sınava girdikleri dersi veren profesör, sınavda kitap ve defterin serbest olacağını kendilerine söyledi. Sadece, konuşmak ve birbirlerinden kopya çekmek yasaktı. Bu bakımdan, bütün öğrenciler sınavı kolayca geçeceklerini düşünüyorlardı.
Profesör soruları dağıttıktan sonra, öğrencilerin yüzündeki mutlu ifade yavaş yavaş kaybolmaya başladı. Soruların hiçbirinin cevabını ne yanlarında getirdikleri kitaplardan, ne de ders notlarından bulmak mümkün değildi.
2 saat sonra cevap kağıtlarını toplarken, profesör:
“içinizde, sorulardan beşine de doğru cevap verdiğini düşünen var mı?” diye sordu. Elini kaldıran olmadı.
“Dört?”
Yine cevap veren olmadı.
“Üç? iki?”
Yine cevap yoktu.
Bunun üzerine, profesör gülümsedi.
İşte arkadaşlar dedi. “Size, aldığınız dört yıllık eğitime rağmen, bu alanda bilmediğiniz birçok şeyin olduğunu göstermek istedim. Meslek hayatınızda hemen her gün, o güne kadar cevabını öğrenmemiş olduğunuz birçok sorunla karşılaşacaksınız.”
Profesör, bu açıklamalarıyla biraz olsun rahatlayan öğrencilerinin yüzünü okumaya çalıştıktan sonra:
“Bu sınavda not vermeyeceğim. “Yalnız, bu sınavdan sonra üniversite mezunu olmakla beraber, asıl tahsilinizin bundan sonra başlayacağını sakın aklınızdan çıkarmayın.”
Yıllar geçse de, öğrenciler ne bu son dersi unuttular,
Ne de bu dersi veren profesörün adını..
Çünkü hayatlarında en önemli bir şey öğrenmişlerdi:
ÖĞRENMENİN SONUNUN OLMADIĞINI…….