HAYAT BİZİM ÇABALARIMIZLA GÜZELLEŞİR
Her şey zıddı ile bilinir.
Acı olmazsa tatlı,
Kötü olmazsa iyi,
Çirkin olmazsa güzel,
Ölüm olmazsa yaşam,
Yokluk olmazsa varlık,
Hastalık olmazsa sağlık,
Çileler ve hüzünler olmazsa mutluluk, Nasıl bilinebilir, o zaman.
Çoğu zaman herkesin hayattan nefret ettiği anlar olmuştur.
İşte böyle bir anda Azrail kapımız çalsa ve ruhunu almaya geldim dese,
Kaçımız buyur içeri deriz. Hayat yine de güzeldir değil mi ?
Hayat standardı bizlerden daha zor olanları düşüneceğiz, bizlerden iyileri değil. İsyan etmek, bağırıp çağırmak, birilerinin hayatına bakıp sürekli imrenmek veya kıskançlık krizlerine girmek, kıyaslamalar yapmak çözüm insanı mutsuzluğa sevk eder!
Hayatın renklerini biz aramalıyız.
Hayat hep siyah-beyaz renklerden oluşuyor ve başka renk göremiyorsak,
Siyah ve beyazında bir renk olduğunu kabul edip bu iki renkle mutlu olmaya çalışmalıyız. Bu yapamayacağın şeyler için kabullenmedir.
Güzel görme, güzellikler bulma adına çabalarımız olmalı!
Değiştiremediğimiz şeyler içinde üzülmemeli ve kendimize eziyet etmemeliyiz.
Kader defterinde bizim için uygun görülen hayatı;
Kabul ederek,
Küsmeden, onunla barışık yaşayarak,
Geçmişe hayıflanmadan,
Yapamadıklarımızı ve keşkelerimizi bir yana bırakarak,
Umudumuzu kaybetmeden,
Mevcut hayattan mutluluğu nasıl sağlayabilirimin hesabının yaparak,
Hayat yolunun bundan sonraki kısmında güzellikler de,
engellerde olabileceğini düşünerek,
Neden ve niçin’lerle boğuşmadan,
Hayattan çok şey beklemeden, beklentilerimizi abartmadan,
Hayatın ellerini bırakmadan,
Bir kere dünyaya geldiğimizin, bir defa yaşama hakkımızın olduğunun,
başka şans tanınmayacağının bilinci ile:
Kabulleneceğiz!
Hoşgörülü olacağız!
Faydalı işler yapmaya çalışacağız!
Yaşayacağız!
Güzelleştireceğiz!
Seveceğiz!
”Allahım bize, değiştirebileceğimiz şeyleri kabullenmemiz için dinginlik, değiştirebileceklerimizi değiştirmemiz için cesaret ve arasındaki farkı anlayabilmemiz için bilgelik VERSİN’…
Dr.İlhami Pektaş