DEMİR’İN İNSAN SAĞLIĞI İÇİN ÖNEMİ

Demir sağlık açısından en önemli minerallerden biridir. Vücudumuzda birçok farklı işlevi vardır. Bu işlevlerden en önemlisi kırmızı kan hücrelerinin yapısına katılmaktır.
İnsan vücudunda bulunan demirin yaklaşık %65’i kırmızı kan hücreleri içerisinde yer alır ve oksijen taşınmasından sorumludur. Geri kalan demir ise başta karaciğer olmak üzere çeşitli vücut dokularında depolanır.
Demir, akciğerlerinizden vücudunuza oksijen taşımak için gerekli olan kırmızı kan hücrelerindeki hemoglobinin önemli bir bileşenidir. Hemoglobin, vücuttaki demirin yaklaşık üçte ikisini bulunduğu yerdir. Yeterli sayıda Sağlıklı kırmızı kan hücreleri olmadan,  vücudumuzdaki organlara yeterli miktarda oksijen ulaşamaz ve kendimizi yorgun hissederiz . Bu yorgunluk, beyin fonksiyonundan bağışıklık sisteminin enfeksiyonlarla savaşma yeteneğine kadar her şeyi etkileyebilir. Hamile kadınlarda ciddi demir eksikliği çok erken doğum yapma riskini artırabilir.
Sağlıklı demir hücreleri, cildi, saçları ve tırnak sağlığı için gereklidir.
Demir, beyinde de sinir dokularını oluşturan hücrelerden nöronların üstünü kaplayan, sinyal iletimini hızlandıran miyelin üretimi, sinir hücrelerinin büyüme ve farklılaşması, nöron iletimine aracılık eden nörotransmitterlerin ve reseptörlerin sentezi gibi son derece önemli görevler üstleniyor. Bu nedenle beynin yoğun çalışmasına ihtiyacı olduğu dönemde yeterli demir alınmazsa tüm bu mekanizmalar olumsuz etkileniyor. Demir eksikliği sonradan giderilse bile ileride kişi, genetik kapasitesiyle ulaşabileceği zeka düzeyinin gerisinde kalabiliyor. Ayrıca, algılama, problem çözme ve konuları anlama kapasitesinin azalması gibi kalıcı problemlere de neden olabiliyor.

Uzun süre demir eksikliği yaşarsanız Anemi olur, yani bu durum kronikleşir.

Bu hastalık ne kadar tehlikeli ve nerelere yol açabilir?

  • kalp yetmezliği
  • reprodüksyon (üreme) sistemi patolojileri
  • bağışıklık sistemi zayıflaması ve sonuç olarak sık sık yaşanan soğuk algınlığı ve benzer rahatsızlıklar
  • sinir sistemi rahatsızlıkları
  • akut miyokard enfarktüsü (kalp krizi)
  • felç (beyin kanaması)
  • karaciğer yetmezliği
  • dikkat eksikliği, hafıza zayıflaması
  • çocuklarda gelişim bozuklukları, yavaş gelişim

Demir açısından zengin besinler: balık, tavuk, kırmızı et, yumurta, baklagiller, yeşil yapraklı sebzelerdir.
Yetişkinlerin gıdalardan ve takviyelerden fazla demir alması neredeyse imkansızdır, çünkü yetişkin bir vücudun aldığı demir miktarını düzenleyen sistemleri vardır. Bununla birlikte, bazı kişilerde kalıtsal durumu hemokromatoz yani vücütta gereğinden fazla demir biriktiğinde ortaya çıkan genetik bir hastalıktır.
(Hemokromatoz, vücudunuzda gereğinden fazla demirin biriktiği bir hastalıktır (demir yüklenmesi)).

Hemoglobin: Solunum organından dokulara oksijen, dokulardan solunum organına ise karbondioksit ve proton taşıyan proteindir. Eritrositlerin içerisinde bulunur oksijeni +2 değerlikli demir içeren hem (demir) molekülleri ile bağlar ve organlara taşır. Kemik iliğinde üretilir. Demir taşıyan hem molekülleri ve protein olan globin molekülünden meydana gelmiştir. Hemoglobinin yapısında 4 adet hem molekülü (Fe+2 )ve her biri 4 adet O2 molekülü bağlar. Her bir kırmızı kan hücresinde 300 milyon hemoglobin molekülü bulunmaktadır.
Hücre içine giren demir, kırmızı kan hücreleri tarafından hemoglobin yapımında, kas hücreleri tarafından da miyoglobin yapımında kullanılır. Demirin fazlasıysa, hücre içinde ferritin denilen bir depolayıcı moleküle bağlanır. Hücre içinde ferritine bağlanan demir, vücudun ihtiyacına göre serbest bırakılır. Böylece ferritin, vücudun demir ihtiyacı için adeta bir tampon vazifesi görür. Ferritin, içinde yaklaşık 4500 demir elementini barındırabilen küresel bir moleküldür. Kan dolaşımında da bulunan ferritinin en yoğun olduğu hücreler makrofajlar ve hepatositlerdir. Kandaki demir fazlası, transferrin algılayıcıları bakımından zengin olan karaciğere giderek birikir. Kan ferritin düzeyi, vücudun toplam demir miktarıyla doğru orantılıdır. Vücuttaki demir miktarı arttıkça kana karışan ferritin düzeyi de yükselir. Ancak iltihabi hastalıklarda, karaciğer bozukluklarında veya kan yapımının arttığı durumlarda da ferritin düzeyi yükselir. Bu nedenle, vücut demir deposu hakkında bilgiye sahip olmak için farklı zamanlarda tahlil yapmak gerekir.

Ferritin;
-Erkeklerde 20-500 ml/ng,
-Kadınlarda 20-200 ml/ng’ı normal seviyeler olarak kabul edilir.

Transferrin: Demirin kan plazması yoluyla taşınmasına aracılık eden karaciğerde üretilen bir glukoprotein iki adet Fe+3 iyonu için bağlanma yerleri içerir. Hemoglobin 4 adet Fe+2 bağlar ve 4 adet O2 bağlar. Böylece tüm vücutta O2 damarlar yoluyla taşınır.
Transferrin saturasyonu yükselttiği zaman vücut aşırı demir birikimi akla gelir. Transferrin saturasyonu demir eksikliğinde azalır. Fazla demir alımında veya demir zehirlenmesi gibi durumlara bağlı olarak artar.
(Saturasyon: Kısaca bir maddenin doyma oranı yani doygunluğudur. Kandaki oksijen doygunluğunu ölçmeye ve gerekirse hastada uygun tedaviye başlanmasında saturasyon değeri etkilidir.)
Transferrin normalde 300 ug/dl demir bağlama kapasitesindedir. (total demir bağlama kapasitesi, TDBK, TIBC) Fakat transferrinin sadece %40 kadarı demirle doymuş haldedir. Transferrine bağlı demir kemik iliğine taşınır ve depolanır.
TIBC normal değeri 240-450 ug/dl arasındadır. Her transferrin molekülü iki adet Fe+3 (ferrik demir) bağlar.
Demir değeri;
-26 mcg/dl altı kadınlar için
-76mcg/dl erkekler için serum demir değerinin düşük olduğu anlamına gelir.

-Erkeklerde 198 mcg/dl,
-Kadınlarda 170 mcg/dl üstünde olması serum demir değerinin fazla olduğu anlamına gelir.

Kanda demir seviyesi düşükse kişide TDBK veya transferrin yüksek çıkacaktır.
RDW (kırmızı kan hücreleri dağılım grafiği) yüksek çıktığı zaman kırmızı kan hücrelerinin olması gereken miktarda olmadığı ve olanların da normal boyutundan büyük olduğu ayrıca kişide demir, B12 veya folat eksikliğine işaret eder. RDW yüksekliği genelde makrolitik anemiyi haber verir.
Demir bağırsaklardan +3 formdan +2’ye çevrildikten sonra emilir. Bu nedenle +2 formlarının (Ferröz demir) biyoyararlanımı daha yüksektir.
Hemdemir büyük çoğunlukla kırmızı ette, Fe+2 olarak  beyaz ette ve balıktaki hemoglobin ve miyoglobinden gelmektedir.

Hemoraji, kanın dolaşım sistemi dışına çıkmasıdır.

Hemoliz: Eritrositlerin (alyuvarlar) büyük boyutlarda yıkımı sonucunda hemolitik anemi oluşur. Eritrositlerin hücre zarı parçalandığında hemoglobin dışarı çıkar.
Demir olmadan alyuvarlarımız oksijeni tanıyamıyor ve ilgili enzimler çalışamıyor. Ve demirsiz kalan hücreler enerji üretemiyor, beynimiz öğrendiklerini kaydedemiyor.
Enfeksiyonlu bir hastalığınız varsa demir takviyesi alındığında zararlı bakterileri de beslemiş oluyoruz. Bu nedenle demir eksikliği ve enfeksiyonlu hastalığınız varsa hastalık geçince demir alımına devam edilmesi daha iyi olacaktır.

Hematokrit: Kırmızı kan hücrelerinin oluşturduğu hacmin toplam kan hacmine oranıdır. kandaki kırmızı hücrelerin yüzdesini gösteren unsur
Hematokrit;
-Erkekte %42- %52
-Kadında %36- %46 normal değerler olarak kabul edilir.
Hematokrit düşüklüğü demir eksikliği veya demir emilim bozukluğu yapar. Bunun sonucunda yeterli alyuvar yapılamaz.
Hematokrit yüksekliği alyuvar hücrelerinin O2- CO2 döngüsü gerçekleştirirken yetersiz kalması, doku ve organlara yeterli O2 iletilememesine bağlı olarak kemik iliğinin telafi amaçlı fazla miktarda eritrosit ürettiğinde oluşur. Kalp damar hastalıkları eritrositlere etki ettiği için hematokrit yüksekliğine neden olur. Bu durum sonucunda böbrek hastalığı da oluşabilir.
Genellikle hematokrit değeri hemoglobin değerlerinin üç katıdır. Hemoglobin yüksekliği (polisitemi) bir kan hastalığıdır. Hemoglobin yüksekliği vücudun çok fazla derecede alyuvar yapmasına ayrıca kanın normalden fazla kalın olmasına neden olur. Bu durum pıhtı oluşumuna, felçlere ve kalp krizlerine yol açar. Hemoglobin yüksekliği akciğer hastalığı ve dehidrasyona yol açabilir. Yüksek irtifada yaşamak, sigara içmek, ateş, aşırı egzersiz hemoglobin yüksekliğine neden olabilir.
Normal kan değerlerinde demir erkeklerde 14-18 gram/dl; kadınlarda 12-16 gram/dl olmalıdır. Kansızlık nedeniyle psikolojik değişimler görülmektedir.

DEMİRİN ETKİLEŞİME GİRDİĞİ MADDELER
Besin Etkileşimleri:

– Kalsiyum demirin emilimini engeller. Bu nedenle demir ilaçları kullanırken aynı dönemde kalsiyum takviyesi de alınacaksa şunlara dikkat edilmeli: Demir ilaçları ile kalsiyum etkileşimini en aza indirmek için demir ilacı içildikten yaklaşık 2 saat sonra kalsiyum takviyesi alınmalıdır. Yine bu iki saatlik zaman diliminde kalsiyum yönünden zengin süt, peynir, yoğurt gibi gıdaların tüketiminden kaçınmak gerekir.

-Demir ile kafeinin aynı anda bağırsakta bulunması, demirin emilimini azaltan unsurlardan biridir. Bu sebeple demir ilacı içildikten sonraki iki saat boyunca, çay, maça, kahve ve kafein içeren besinler tüketilmemelidir. Temel bir yaklaşım olarak demir eksikliği olan kişilerin kafein tüketimini azaltmaları demir eksikliğin giderilmesinde faydalı olmaktadır.

-Demir ilacı kullanılan dönemlerde yüksek oranda lif içeren besinler artırılmalıdır. Bunun nedeni demir takviyelerinin en sık görülen yan etkilerinden birinin kabızlık olmasıdır.

-C vitamini demirin bağırsaklardan emilimini %300’e kadar arttırır. Bu nedenle demir ilaçlarını C vitamini yönünden zengin portakal suyu, salatalar gibi besinlerle birlikte almak tedaviye katkı sağlar.

– Fitik asit (fitat), besin emilimini engeller
Fitik asit, minerallere çift pozitif yük ile bağlanır ve emilimini engeller, yani bu bir antinutriyenttir. Tahıl ve baklagillerin ıslatılması, filizlenmesi ve fermente edilmesi, bu gıdalarda doğal olarak bulunan fitat miktarını azaltarak demir emilimini iyileştirebilir.

-Lizin açısından zengin besinler tüketilmelidir. Baklagiller ve kinoa gibi aminoasit lisin açısından zengin bitkisel besinleri demir açısından zengin öğünlerinizle birlikte tüketmek demir emilimini arttırabilir.

-Yoğurtlu döner (Ca+Demir)
-Döner ekmek (Fitatlar)
-Çay ve kahve demiri azaltır.

İlaç etkileşimleri:

Demir ilacı kullanılacağı zaman dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de demir ilaçları ile diğer ilaçların etkileşimleridir.

-Demir ilaçları Parkinson tedavisinde kullanılan ilaçların etkilerini azaltır. Parkinson tedavisi gören hastalarda demir ilaçları kullanırken dikkatli olmak gerekir. Parkinson tedavisinde kullanılan ilaçlara örnek olarak:
* Madopar tablet (Levodopa- Benserazid hidroklorür)
* Pexola tablet (Pramipeksol dihidroklorür monohidrat)
* Antipar film tablet (Levodopa- karbidopa monohidrat-Entakapon)
* Parkyn tablet (Pramipeksol dihidroklorür monohidrat) verilebilir.

-Demir ilaçlarının etkileşime girdiği diğer bir grup ise antibiyotiklerdir. Tetrasiklin, penisilin ve siprofloksasin gibi birçok antibiyotik ile etkileşime girer.

-Demir ilaçlarının yoğun olarak etkileşime girdiği diğer bir ilaç ise levotiroksindir. Levotiroksin; haşimato, guatr ve hipotiroidi gibi tiroit hormonu kaynaklı hastalıklarda sıklıkla kullanılan bir ilaçtır. Demir ilaçları, levotiroksinin emilimini azaltır. Bunun sonucu olarak tiroit kaynaklı hastalığın tedavisinde aksama görülebilir. Levotiroksin kullanan hastalar, demir ilaçlarına başlamaları gerekirse doz ayarlamasına ihtiyaç duyabilirler.

-Diğer bir ilaç grubu olan proton pompa inhibitörleri veya yaygın bilinen adı ile mide ilaçları, demir ilaçlarının emilimini etkiler. Proton pompa inhibitörleri midede asit salgısını azaltır. Böylece mide asidinden kaynaklı ağrı, yanma, ekşime gibi rahatsızlıkları giderirler. Azalan mide asitliği demirin ve diğer besinlerin emilimini azaltır. Ve sonuç olarak da tekrar düşük mide asidi sorunu oluşturur, bu da tekrar minerallerin ve vitaminlerin yiyeceklerden alınamamasının anlamına gelir.

Proton pompa inhibitörü ilaçlara örnek olarak:
* Omeprazol kapsül (Omeprol)
* Lansor mikropellet kapsül (lansoprazol)
* Esom enterik kaplı mikropellet kapsül (Esomeprazol)
* Raneks enterik tablet (Rabeprazol sodyum)

Demir ve B12 vitamini arasındaki ilişki. Kırmızı kan hücrelerinin üretimi için B12’ye ihtiyaç duyulduğundan, B12 Vitamini eksikliği demir eksikliğine yol açabilir. Yani B12 vitamini eksikliğinde, hematopoetik süreçler bozulur (kırmızı kan hücrelerin bölünmesi ve olgunlaşması) ve kandaki kırmızı kan hücre sayısı azalır.

Aynı anda B12 vitamini ve demir takviyesi almak, demirin emilimini azaltabilir. O yüzden iki takviyeyi almayı düşünürseniz, bir kaç saat ara ile alınmalı.

 

Kaynaklar
https://www.scirp.org/journal/paperinformation?paperid=102737#:~:text=Liposomal%20iron%20is%20a%20technologically,unlike%20conventional%20oral%20iron%20preparations.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK557376/
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3354642/