AFRİKA NASIL SÖMÜRÜLDÜ…

Kenu Kenyattu, Kenya Kurucu Devlet Başkanı ne de güzel ifade etmiş!
Liderin şu sözleri Afrika’nın yakın tarihini ve Batılıların Emperyalistliğini çok güzel özetliyor ;
“Batılılar geldiklerinde ellerinde incil, bizim elimizde topraklarımız vardı.
Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler.
Gözümüzü açtığımızda ise; bizim elimizde incil, onların elinde topraklarımız vardı.”
Afrika; yeryüzünün en fakir, en kurak, en acılı ve hüzünlü kıtası. Afrika, tüm bu fakirliklerini özellikle kendisini dünyanın en gelişmiş ülkeleri olarak gören ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya gibi batılı beyaz adamlara borçlu. Batılı beyaz adamlar Afrikayla tanıştıktan sonra Afrika’yı köleleştirip, sahip oldukları tüm zenginliklerini sömürüp onları yokluğa mahkûm ederken en değerli şeyleri olan ÖZGÜRLÜKLERİNİ’de ellerinden aldılar.
Önce mağdur ettiler sonra her zamanki yaptıkları gibi bu mağduriyetlerinden istifade ederek, ellerinde kalan en değerli varlıklarını, bir bidon suya, bir avuç una, bir kutu ilaca karşılık satın almaya başladılar. Ne yazık ki bunda da başarılı oldular…
Evet, bugün, tabii kaynakları sömürülmüş ve halen sömürülmeye devam edilen, aç, susuz, eğitimden yoksun ve cahil bırakılmış, pek çok yerinde binlerce çocuğun kullanıldığı iç savaşların hüküm sürdüğü ve yokluğa mahkûm edilerek köleleştirilen bir kıta var karşımızda…
Şimdi sıra Orta Doğu ve diğer Asya ülkelerinde ;
Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da, Filistin’de, Libya’da, Yemen’de, Mısır’da, Bangladeş’te, Mymnar, Pakistan’da huzur bıraktılar mı?
Müslümanın, Petrolün, doğalgazın, altının, gümüşün, kıymetli madenlerin olduğu hiç bir yerde huzur yok o ülkenin insanlarına.
Bu emperyalist ülkeler bu fakir ve özellikle Müslüman ülkelerin başına üşüşürler her zaman yaptıkları gibi. Her türlü oyunu oynarlar, her türlü katliamı yaparlar, çıkarları için her yolu mübah görürler. O ülkeyi o ülkenin insanına kırdırırlar. Müslümanı müslümana kırdırırlar. Darbe yaparlar, hükümet düşürürler, cinayet işlerler. Ekonomiyi ellerinde tutar, o ülkenin diliyle oynarlar, diniyle uğraşırlar.
İşin garip tarafı tüm bunları yaparken de kendilerini kurtarıcı, adalet ve özgürlük dağıtıcı, çağdaş ve ileri kalkınmış ülkeler olarak gösterirler. Birleşmiş Milletleri yönetirler, Uluslar arası Adalet divanını yönetirler, Silahsızlanma ve barış teşkilatlarını yönetirler. Ama bunlar dünyanın en büyük silah satıcılarıdır, bunlar dünyanın en büyük işgalcileri ve dünyanın en büyük sömürgecileridir.
Geliştirdikleri atom bombalarıyla yaşadıkları gezegende 2063 adet atom bombası testleri yaparak dünyamızın yer altı ve yer üstü düzenini bozan bu sömürgeci ülkeler , bugün uzayda tertemiz, yaşam dolu yaşanacak bir gezegen bulsalar, o gezegeni de aynı metotlarla karıştırarak sömürmeye çalışırlar.
Çünkü bunlar sömürmeye alışmış iyilik meleği maskesi takmış şeytanlardır. Çünkü bunlar gittikleri her yerin kanını emen, düzenini bozan, kendisini dünyanın kurtarıcısı olarak gören ve çıkarları için her yolu mübah sayan en büyük asalaklardır.
Bugün Amerika kıtası nasıl yerlilerden temizlendiyse, bugün Afrika kıtası nasıl köleleştirildiyse, Avustralya kıtası nasıl işgal edildiyse, Müslüman ülkeler nasıl haçlı zihniyeti ile parçalanmaya çalışılıyorsa bunlar gittikleri her yerde, girdikleri her kıtada, keşfettikleri her gezegende mutlaka bunu yapacaklardır.
Bilmedikleri tek şey var; Bu gemide kendileri de diğerleriyle seyahat ediyorlar. Eğer gemi bir gün batarsa kendileri de aynı akibete uğrayacak. Kendileri de aynı suda boğulacak.Bunu bir türlü anlamıyorlar ve bindikleri dalı kesiyorlar.
Bilmiyorlar ki her şey bir bütünün parçası. Bugün sattıkları silahlarla döktükleri kan, sömürdükleri insan bir gün gelip kendilerinden bunun hesabını soracak.
Dr.İlhami Pektaş.