BU VATANIN HER KARIŞ TOPRAĞINDA ATALARIMIZIN ŞEHİT KANLARI VARDIR

Faruk Nâfiz Çamlıbel’in ünlü “Han Duvarları” şiirini bilirsiniz hepiniz.
Şiirde ismi geçen Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış kimdir diye hiç aklınıza geldi mi?

Yemen cephesinden Sarıkamış cephesine sevk edilen, Maraşlı askerlerden biridir.
Memleketinden, sevdiğinden ayrılalı 10 yıl olmuştur ve ailesi muhtemelen öldüğünü düşünüyordur.
Yemen’den döndüğü için üzerinde kışlık elbisesi bile yoktur.
Va Sarıkamış’ın o soğuğunda hastalanır.
Savaş bittikten sonra köyüne, anne ve babasına dönmek için yola çıkar, ancak vereme yakalanmıştır.
Ulukışla taraflarında kaldığı bir handa, köyüne ulaşamadan ölür.
Ölmeden önce de hanın duvarlarına aşağıdaki dörtlükleri yazar.
Garibim namıma Kerem diyorlar.
Aslımı el almış harem diyorlar.
Hastayım derdime verem diyorlar.
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım ben…
On yıl var ayrıyım kına dağından,
Baba ocağından yar kucağından,
Bir çiçek dermeden sevgi bağından,
Huduttan hududa atılmışım ben…
Gönlümü çekse de yârin hayâli,
Aşmaya kudretim yetmez cibâli,
Yolcuyum bir kuru yaprak misâli,
Rüzgârın önüne katılmışım ben…
1922 yılının soğuk bir Mart ayında Kayseri Lisesi’ne atanan genç edebiyat öğretmeni Faruk Nafiz Çamlıbel ise Kayseri’ye giderken aynı handa misafir kalır.
Şeyhoğlu Satılmış’ın ölmeden önce duvara yazdığı o meşhur dörtlükleri görür…
Ve o dizeler Faruk Nafiz Çamlıbel’in ünlü HAN DUVARLARI şiirine dönüşür.
BU VATANIN her bir köşesinde atalarımızın şehit kanları vardır. Kolay alınmadı bu ülke.
Onlarca yıl anasından, yarinden, çocuğundan ayrı, cepheden cepheye koşan yiğitlerin sayesinde oturuyoruz bu topraklarda.

Bizler de vatanımıza sahip çıkıyoruz. Böldürmeyiz vatanımızı, kimseye vermeyiz bir karış toprağımızı.