SABİHA TANSUĞ KİMDİR
Devlet adamı ya da tanınmış bir kişi olmaksızın, Cumhuriyet tarihimizde bir paraya resmi basılan ilk kadın oldu.
Kalkık, biçimli bir burun, sivrice, küçük bir çene ve başında nefis bir Anadolu başlığı vardı.
İsmi Sabiha Tansuğ idi..
Gümülcine‘de doğmuş, ailesiyle birlikte 1941’de Türkiye’ye göç etmişti.
Çocukluğu Ege’nin şirin ilçelerinde geçti. İlkokul birinci sınıfta, 23 Nisan töreni için annesinin giydirdiği ‘eğribaş’ adlı gelin başlığı onu çok etkiledi.
İzmir’de Göztepe Kız Sanat Enstitüsü‘nde okurken şapkalar yapıp satar, Kemeraltı’nda satılan taş kuklalara Anadolu giysilerinden esinlenerek elbiseler dikerdi.
1963’te çıktığı Avrupa gezisinde gördüğü kostüm müzelerinden çok etkilendi.
“Tek bir Anadolu köyü kocaman müze olur” diye düşündü.
Tek Bir Anadolu Köyü Kocaman bir Müze Olur…
1964’te İstanbul’daki Piyer Loti tepesinde eski Türk kahvelerine benzer şekilde bir dekorasyon çalışmasıyla Piyer Loti Kahvesi’ni açtı. O dönemde Piyer Loti kahvehanesi, başta sanatçılar, gazeteciler, yazarlar olmak üzere tüm İstanbul’un adeta akınına uğradı. Öyle ki, bir gün önceden randevu verilmeye başlandı.
1965’te gazeteci Haluk Tansuğ ile evlendi. Bodrum’a giderken bindikleri otobüs Milas’ta bozuldu. Tamiratı beklerken çevreyi dolaşmaya başladılar. Birinci sınıfta giyip unutamadığı “eğribaş” gelin başını burada bulunca çok sevindi. Başlığı hemen satın aldı.
O günden sonra değişik yörelerde gördüğü başlıkları alıp biriktirmeye başladı.
1968’de Galatasaray Yapı Kredi Bankası’nda “Anadolu Kadın Başlıkları” adlı ilk sergisini açtı.
Bu sergiden sonra 1971’de çıkan demir 50 kuruşların üzerine onun yüzü basıldı. Böylece halk içerisinden madeni paraya resmi basılan ilk kadın oldu. Sergi, önce Japonya’ya sonra Paris’e götürüldü. Çok büyük ilgi ve beğeni topladı. Rotterdam’da, Strasbourg’da, Roma La Sapienza Üniversitesi’nde ve Köln’de sergiler açtı. İki kitap ve 200’den fazla makale yazdı. 1980 yılına dek Anadolu başlıklarını toplamaya ve araştırmaya devam etti.
Haziran 2007’de bu koleksiyonun en değerli 430 parçası çalındı. Sosyolojik ve antropolojik çalışmalara kaynaklık edecek bu eşsiz hazineyi gün ışığına çıkaramadan böyle talihsiz bir olayı yaşadığına çok üzüldü.
2010 yılında İstanbul Kültür Başkenti seçildiğinde, oturduğu daireyi boşaltıp aynı cadde üzerinde kiraya çıktı. Burayı restore ederek sanatçıların ve dostlarının da yardımı ile modern bir müze haline getirdi.
Mecidiyeköy Ortaklar Caddesi’ndeki bir apartman dairesindeki müze, randevu alınarak geziliyor.
Müze, Sabiha Tansuğ Sanat ve Kültür Evi adı altında, haftanın her günü saat 10.00 ve 20.00 saatleri arasında hizmet verirken, özelinde İstanbul’un genelinde tüm ülkenin inanılması güç mücadele öykülerinden birini bağrında saklamaya devam ediyor.
Gencecik yaşında bir demir paraya yüzünün basılması belki de tesadüf değildi Sabiha Tansuğ’un. Kültürümüzü koruyup yaşatmaya çalıştı.
“ En üzüldüğüm şey koleksiyonumun müzeye dönüştürülmemesi, bu birikimden kimsenin haberdar olmayışı, bu kültürü dünyaya tanıtamamak, sosyolojik ve antropolojik çalışmalara kaynaklık edecek bu hazinenin gün ışığına çıkamayışı…
Eğer gezmek isterseniz bu müze hâlâ gezilebiliyor.
KAYNAK: Can ARAL…
Sabiha Tansuğ, 88 yaşında İzmir’de hayatını kaybetti.