YERLİ VE MİLLİ ÜRETİME ADANMIŞ ÖMÜRLER-96: MFK MAKİNE FREZE KALIP SANAYİ BAŞARI HİKAYESİ VE KURUCUSU MUHSİN MARDİN-Dr.İlhami Pektaş
MFK Makina faaliyetlerine 1989 yılında Bursa Duaçınarında 35 m2’lik atölyede başladı. 2004 yılından günümüze Bursa Yenişehir’de 15.000 m2’lik kapalı alanda Talaşlı İmalat, Kaynaklı Konstrüksiyon ve Mühendislik çalışmaları ile Havacılık ve Savunma sanayi başta olmak üzere Otomotiv ve Enerji sektörlerine yönelik imalat ve anahtar teslim projeler yapıyor. Bursa’nın yanısıra Ankara’da Havacılık Uzay İhtisas Sanayi Bölgesi’nde 25 bin m2’ lik alanda yeni bir fabrika kuran MFK, başta TAI, ASELSAN, FNSS, ROKETSAN, BMC ve OTOKAR’ın ulusal projeleri olmak üzere Havacılık ve Savunma sanayi alanında gelişmesini sürdürüyor. MFK, bugüne kadar Milli Muharip Uçağı, Altay Tankı, Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü Samur, Midlas gibi Türkiye’nin gözbebeği çok sayıda milli projenin içinde yer almanın yanısıra Boeing, Ambreir, Airbus gibi küresel markalara da çözüm ortağı olmanın haklı gururunu yaşıyor.
Makine Freze Kalıp (MFK) Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Muhsin Mardin, Türkiye’nin savunma sanayi ve havacılık alanlarında ilerlemesine “milli dava” olarak bakan bir isim. 1990 yılında Bursa’daki bir otomobil fabrikasındaki görevinden ayrılarak otomotiv sektörüne kalıp üretmeye başlayan Mardin, 1997’de ise havacılığa adım atmış. Bu dönemde Fransa, İspanya ve Almanya’ya üretimler yaparak savunma ve havacılık alanlarında bilgi birikimi elde etmiş. 2003 yılında Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi’nin (CERN) yürüttüğü Büyük Hadron Çarpıştırıcısı deneyine de katkıda bulunan MFK, altın kalite ödülü ile ödüllendirilmiş. 2004’te TAI ile savunma sanayine girmiş. Boeing, Ambreir, Airbus gibi küresel birçok uçak firmasının projesinde yer alarak, uçak gövdelerinin karbon kalıplarını Türkiye’de üreten tek firma olmuş.
MFK başarı hikayesini Yönetim Kurulu Başkanı Muhsin Mardin ilk kuruluş heyecanı ile şöyle anlatıyor.
Bursa Duaçınarı’nda 35 metrekarelik bir atölyede otomotive kalıp yapmak amacıyla çıktığımız bu yolda bugün sadece Bursa Yenişehir’de 46 dönümlük, Ankara’da HUB bölgesinde ise 25 dönümlük bir alanda sivil havacılık ve savunma sanayiine çok özel projeler üretir seviyeye ulaştık. Türkiye’deki tüm savunma sanayi projelerinde imzamız var. Pendik Tersanesi’nde kurduğumuz bir üretim tesisinde ‘Midlas’ diye bir silah yaptık. Türkiye, söz konusu silahı Amerika’dan almak için tam sekiz yıl beklemiş, Türkiye’ye silahı vermemek için oyalamışlar. Bize geldiler ve biz silahı iki yılda teslim ettik.
Kısaca Kendinizi Anlatırmısınız?
1960, Bursa-Yenişehir doğumluyum. Yenişehirli çiftçi bir ailenin çocuğuyum. 1976-77 döneminde İnegöl Endüstri Meslek Lisesi Torna-Tesviye Bölümünden mezun oldum. Hem okulumu hem de bölümümü çok seviyordum. O yüzden çiftçi olmayı değil de sanayide çalışmayı tercih ettim. Okulu bitirince Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Coşkunöz firmasında işe başladım ve orada kalıpçılığı öğrendim. Kalıpçılıkta bir okul gibi olan Coşkunöz’de 5 yıl, Oyak Renault’ta ise 10 yıl çalıştım.
Kendi İşinizi Nasıl Kurdunuz?
Hayalimde hep kendi işimi kurmak vardı. Bu 15 yıllık fabrika çalışma hayatından sonra 30 yaşındayken kendi ayaklarımın üzerinde durma cesareti gösterdim. Çünkü tam anlamıyla işi öğrenmiştim, biraz da sermayem vardı ve “Artık bundan sonra kendi iş yerimde, kendime çalışacağım” diye bir karar aldım. O zamanlar fabrikada çalıştığım bölüme Fransa ve İspanya gibi bazı Avrupa ülkelerinden kalıplar geliyordu. O kalıplara baktıkça hep kendi kendime “Bunları ben de yapabilirim” diyordum.
“Sermayem” dediğim altımdaki eski model bir arabaydı. Onu sattım ve ufak ufak iş yapmaya koyuldum. Tüm bunlar 1989 yılının sonlarında oldu. İlk iş yerimi Duaçınarı’nda 35 metrekarelik bir atölyede kurdum. Orada hem otomobil fabrikalarına hem de piyasaya fason kalıplar yaptım. İşler biraz hız kazanınca Duaçınarı’ndan Otosansit’e taşındım. İşim günden güne gelişti. Kalıp, aparat ve fikstür konusunda Fransa ve Almanya’ya ihracat yapmaya başladım.
İşinizi Nasıl Geliştirdiniz? Bu süreçte Başarı Stratejileriniz Nelerdi?
Otosansit’te, Türkiye’de yeni bir akım olan; işleme makinelerini, üç boyutlu ölçüm cihazlarını ve tasarım programlarını kullanan öncü firmalardan birisi oldum. Dolayısıyla yenilikleri takip ettiğim için çok kısa zamanda Avrupa pazarına açıldım. İşin teknolojisini öğrendim ve uyguladım. Renault ve Peugeot’ya çok güzel işler yaptım. Sonrasında Otosansit’ten çıkıp memleketim olan Yenişehir’de kurduğum fabrikamı 1999 yılında devreye aldım. Mevcut yerimizde arsamız 46 dönüm, kapalı alanımız ise 15 dönümdü. Bu fabrikamızda çok gizli ve çok özel sivil havacılık ve savunma sanayisi projelerine hayat veriyoruz. Dolayısıyla en sonunda söyleyeceğimi belki en başta ifade etsem daha iyi olur: Otomotiv sanayine üretim yapmak amacıyla kurduğum işletmem halihazırda sivil havacılık ve savunma sanayinin adeta tam göbeğinde yer alıyor ve çok özel gizli projelerde ülkemizi temsil ediyor olmanın haklı gururunu çocuklarım ve çalışma arkadaşlarımla birlikte yaşıyorum.
Otosansit’teyken bir tane 5 metrelik CNC makine, bir tane de 4 metrelik ölçüm cihazı almıştım. İkisini de aynı anda devreye soktum. Hiç unutmam, Bursa sanayisinin bazı duayen isimleri beni ziyaret ederek, “Sen bunların borcunu nasıl ödeyeceksin? Sen kime güvendin de aldın bu makineleri?” dediler. Ben de dedim ki; “Borcunu ödememe gibi bir lüksüm yok. Çok çalışıp ödeyeceğim.” Nitekim çok çalışarak aldığım makinelerin borcunu 24 ayda tıkır tıkır ödedim ve herkesi şaşırttım. Benden sonra onlar da başladılar o tip marka makineleri almaya. Bursa’da bu alanda öncüyümdür.
İfade ettiğim gibi, fabrika ortamına geçmemizle birlikte işimizde inanılmaz gelişmeler ve değişimler oldu. On yılda çok ileri bir noktaya ulaştık. Uluslararası pek çok firmayla çok özel işler yaptık. Daha Otosansit’teyken bile Fransa, Almanya ve İspanya’daki otomobil üreticilerinin alt tasarımcılarına çalışıyordum. Fransızlar, Almanlar, İspanyollar, İtalyanlar tasarlıyor ben imal ediyordum. Atlas ve CMS reaktörlerinin gövde imalatını başarıyla gerçekleştirdiğimiz için 2003 yılında İsviçre CERN’de Altın Kalite Ödülü aldım.
Savunma ve Havacılık Sanayine Ağırlık Veriyoruz
1997 yılından itibaren yurt dışıyla çalışıyorum. İspanya, Fransa, Almanya üçgeninde otomotiv sanayine çalışırken bir anda kendimizi sivil havacılık sektöründe, Airbus bölgesinde bulduk. Tabii o dönemler havacılık sanayi Türkiye’de pek bilinmiyordu. Bugün Airbus uçak fabrikasının birçok montaj, kalıp ve fikstürleri bizim tarafımızdan yapılıyor. Tunus ve Kolombiya’daki Airbus fabrikasında gövdenin ve motorların kanatlara bağlanması hep bizim fikstürlerimiz sayesinde gerçekleşiyor. 2000 yılından sonra da Fransız Airbus referansıyla Türkiye’de TAI’ye, daha sonra da savunma sanayine üretim yapmaya başladık. Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü Samur gövde ve rampalarından 50 takım yaparak yüklenici firma olan FNSS’ye teslim ettik. Bu araçtan Türkiye dışında sadece İngiltere’de ve Almanya’da var.
Genel maksat helikopterinin gövde aparatlarını yapıyoruz. F16 orta gövdesinin imalat ve montaj hattını tamamladık. Milli Muharip Uçağı projesinde yer aldık. Roketsan ve Aselsan ile yürütülen milli projelere devam ediyoruz. Kompozit uçak kanat kalıpları üretiyoruz. A350 uçağının kanatlarının bir kısmını ve A330 uçağının arka kuyruğundaki bir bölümü biz ürettik. Ankara’da Havacılık Uzay İhtisas Sanayi Bölgesi’nde 25 dönüm açık alanda 18 bin metrekare kapalı alana sahip bir fabrika yaptık. Bu fabrikada Türkiye’deki başta ASELSAN ve TAI’nin ulusal projeleri olmak üzere Savunma ve Havacılık sektörüne imalat yapıyoruz. Türkiye’deki hemen hemen tüm savunma ve havacılık sanayi projelerinde imzamız var.
Hedefleriniz Nedir? Neler Yapmak İstiyorsunuz?
Bundan sonraki hedefimiz; uluslararası pazarlarda varlığımızı daha da artırmak. Bu doğrultuda da stratejik ortağa ihtiyacımız var. Bizim çok ileri tasarım ve üretim yeteneğimiz mevcut, ancak uluslararası pazarlara istediğimiz oranda ulaşamama gibi bir sıkıntımız var. Bunu da yabancı bir partnerle çözebileceğimize inanıyorum. Bizim üretim taktiklerine ihtiyacımız yok, sadece pazar desteğine ihtiyacımız var. Fabrikamızda 250’den fazla istihdamımız var, bunun da 100’e yakını mühendislerden oluşuyor. Genç mühendis kadromuz ulusal projelerde görev almaya çok hevesli. Hem onlara hem de ülkemize istihdam ve ekonomik anlamda katkı sağlamaya çalışıyoruz.
Özellikle savunma sanayi alanında Türkiye’deki ilk’leri gerçekleştiren bir firmayız. Örneğin ASELSAN işlerinde benim firmam Türkiye’de tek kaynak. Yaptığımız işin yaklaşık yüzde 98’ini 99’unu bizden başka Türkiye’de yapabilen başka bir firma yok. Diğer yandan TOGG’la da çalışmaya başladık. Türkiye’deki çok özel ve çok teknik işlerin büyük bir bölümünü fabrikamızda tasarlayıp imal etme kabiliyetimiz bulunuyor. Ayrıca Airbus’un Çin, Brezilya, Tunus ve Kolombiya’daki üretim hatlarını biz imal ediyoruz. Gövdeyi kanada bağlama, kuyruğu gövdeye bağlama gibi tüm kalıp aparat fikstürleri, ağır ekipmanları bizim imalatlarımız. Bugün çok duyulmasa da Avrupa’nın çok gözde fabrikalarında çok özel üretim ekipmanlarımız var. Çalışma prensiplerimiz içinde, Avrupa’yı rol model almak da bulunuyor. Avrupa’da bir otomobil kalıbı, bir otomobil parçası hangi tekniklerle ve nasıl yapılıyorsa biz de aynısını yapmaya çalışıyoruz ki o pazarlarda kendimize yer bulabilelim. Yabancılarla olan akreditasyonumuzu çalışanlarımıza da öğretiyoruz. Çalışanlarımızın çoğu da uzun yıllardır bizimle birlikte.
Almanya’da bir otomobil fabrikasına üretim yapan firmanın, kalıp atölyesindeki makinelerini satın aldık. O makineler de buraya geldiğinde kapasitemiz ciddi oranda artacak. Proje bazlı çalışıyoruz tabii… Şu anda ROKETSAN, ASELSAN, TAİ, RENAULT, TOFAŞ, OTOSAN ve TOGG’un projelerini üretiyoruz. Son dönemde Amerika pazarından pay almak için yoğun bir uğraş veriyoruz. Bunun için çok ciddi araştırmalar yapıyoruz. Organizasyonu küresel hale getirmek gerekiyor. Yani ‘dünyaya ne satarım’ diye düşünmek ve ona göre sistemi oluşturmak şart. Şu anda 2025’in sonuna kadar tüm iş hacmimiz dolu.
Teknik Eleman konusunda Sıkıntılarınız Oluyor mu?
Ekibimizde çok fazla genç arkadaş var. Şirket olarak insan kaynakları ile Tasarım ve Ar-Ge departmanlarımıza çok önemli yatırımlar yapıyor, ilerisi için gücümüzü katlamak istiyoruz. Bizim sektörde daha fazla çalışmak gerekiyor. Ama bizim mesleğimizde son dönemlerde çok fazla eleman yetişmiyor, nitelikli eleman bulmakta sıkıntı çekiyoruz.
Niçin Savunma Sanayi?
Tasarım, üretim ve yerinde kurulum gerçekleştirme becerisine sahibiz. Kapasitemizin yaklaşık yüzde 10’u otomotiv, kalanı da savunma sanayii ile havacılık alanında diyebilirim. Hayata geçirdiğimiz projelerin birçoğu Türkiye’de ilk defa yapılıyor. Uçaklar, helikopterler ve uzun menzilli silah üretimlerinde olduğu gibi. Artık hiçbir ülke Türkiye’ye uzun menzilli silah veya zırhlı araç, tank, top, tüfek satamıyor. Dolayısıyla bütün bunlar ülkemizde savunma sanayisinde yer alan çok güzide firmalarımız ile ASELSAN, TAI, FNSS ve ROKETSAN tarafından başarıyla üretiliyor. Diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, zırhlı araçların üzerindeki eski silah ve ekipmanları değiştirme kararı aldı. Hepsine yerli ve milli üretimler olan ‘Korhan’, ‘Korkut’ ve ‘Nefer’ takılmak isteniyor. Biz de bu seriden 300’den fazla üretip teslim ettik. Ortada süper bir sonuç var. Tüm ekipmanlar uzaktan kumandalı, yüzde 100 yerli ve milli. Özetle Türkiye, savunma sanayinde çok güzel bir noktaya ulaştı, bunda bizim de payımız olduğu için gururluyuz.
Gençlere, Sanayicilere Tavsiyeleriniz Nedir?
Üç oğlum var, üçü de fabrikada benimle birlikte çalışıyor. Dolayısıyla artık kafam biraz daha rahat. İş yükümü oğullarımla paylaşıyorum. Artık gelecek gençlerde. Ben onlara danışmanlık, yol göstericilik yapıyorum. Yatırım işlerini de ben takip ediyorum. Bursa’da yetkili kişi ve kurumlarla savunma sanayini konuştuğumuz dönemlerde kentimizde bu alanda faaliyet gösteren yaklaşık 10 tane firma varken şimdi sayıları 100’leri geçti. Daha da artacak inşallah. Bursa’da uzun yıllardır otomotiv ve makine sanayine çalışmış olmanın getirdiği sağlam bir altyapı, modernizasyon, kalite, tasarım, Ar-Ge, bilgi, tecrübe, birikim ve nitelikli insan kaynağı var. Esasında hazır olan bu altyapı savunma sanayinde de büyük başarılar getirecektir. Gençlere, Girişimcilere, Sanayicilere tavsiyem ülkemizin ihtiyacı olan stratejik alanlara yönelmeleri, katma değeri yüksek ürünler üretmeleri, ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtarmak ve ihracat yaparak ülke ekonomisine katkıda bulunmalarıdır.
Sosyal Faaliyetleriniz Varmıdır?
İş hayatımın dışında sivil toplum örgütlerinde de aktif faaliyet göstermeye çalışıyorum. Bursa Uzay Havacılık Savunma Kümelenmesi’nde (BASDEC) Başkan Yardımcısıyım. Aynı şekilde Ankara’daki OSSA kümelenmesinin içinde de yer alıyorum. İki kentte de çok hızlı ilerliyoruz. TOSYÖV’de üç dönem yönetim kurulunda aktif görevler aldım. Yenişehir Sanayici ve İş Adamları Derneği’nde de (YESİAD) yaklaşık 10 yıl başkanlık yaptım. Hem Bursa’ya hem de Yenişehir’e katkı sunmaya çabaladım, bu çabamı da halen sürdürüyorum. Neticede uzun yıllardır işimizi başarıyla gerçekleştirip gerek ilçemiz ve kentimiz, gerekse ülkemiz ekonomisine, istihdamına katkı sağlamaya gayret gösteriyoruz.