IĞDIR’DAN HARVARD’A BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
Iğdır’ın köyünden Harvard’a.
Hep birincilikle, hep 100% burslar alarak…
Müthiş bir başarı öyküsü
Bu yazı, insana imkân verilirse neler başarabileceğinin kısa öyküsüdür.
Adı: Mutlay Sayan… Yoksul bir çiftçi ailenin oğlu…
Iğdır’ın küçük bir köyünde doğdu. Yıl 1988 idi…
Okula gidemedi. Çünkü ailesine yardım etmek için tarlada çalışıyor, hayvanlara bakıyordu.
Köydeki geçim sıkıntısı nedeniyle aile İstanbul’a göç ettiğinde Mutlay Sayan 11 yaşındaydı. Akranları ilkokulu bitirmişti ama o henüz okula adımını bile atmamıştı.
İstanbul’da bir tekstil atölyesinde iki buçuk yıl çalıştı. Ailesinin geçimine yardım ediyordu.
İlkokula ancak 13 yaşında başlayabildi. Başlayış o başlayış…
O tekstil atölyesinin karşısındaki okulda ilkokul öğretmenin Semra Ünal, Mutlay’ın hayatını değiştiren isim oldu. Ailesiyle birlikte Mutlay’ı hep destekledi ve yüreklendirdi.
Mutlay: Benim bugün ki ben olmama sebep oldu. Beni o hayattan kurtaran isim oldu.
O kadar arzulu ve o kadar çalışkandı ki, tüm sınıfları, ortaokulu ve liseyi birincilikle bitirdi.
Mutlay, lisede bir matematik projesi geliştirdi ve bu proje ile birinciliği kazanınca, hayatının 2.ci dönüm noktası oldu. Amerika’daki Vermont Üniversitesi’nde (University of Vermont) yüzde 100 burs kazandı. Bu okul pek az öğrenciye yüzde 100 burs veriyordu. Mucize gibiydi bu…
Orada kimya okudu ve birincilikle bitirdi.
Amerika’da tıp fakültesine girmek çok zordur. 4 yıllık üniversite eğitimini bitirdikten sonra başvurulur. Tıp öğrenimi de 4 yıldır… Her üniversite, 20 bin müracaat içinden sadece 100 öğrenci seçer.
Mutlay Sayan tıp fakültesine birincilikle girmeyi başardı ve 4 yıl sonra birincilikle bitirip doktor oldu.
O kadar başarılıydı ki, üniversite yönetimi ona ev tuttu, araba verdi.
Mutlay Sayan tıp fakültesini birincilikle bitirdikten sonra asistan doktor olarak New Jersey Rutgers Kanser Enstitüsü’nde Radyasyon Onkolojisi üzerinde çalıştı. Burada Baş Asistanı olarak çalışmalarını sürdürüyor. Onu kanser üzerine çalışmaya iten en önemli neden ise babasını kanser nedeniyle kaybetmesi oldu.
Genç yaşında 60’ın üzerinde bilimsel makale yayınlayarak yaşıtları arasında müthiş bir rekor kırdı.
Amerika’da her yıl 100 bin bilim insanı arasından gelecek vaat eden 20 genç bilim insanı seçilir. Bilim dünyasında genç doktorlara verilen en önemli ödüldür bu…
Ve onlara “Wunderkind” unvanı verilir. Almanca olan bu sözcüğün anlamı HARİKA ÇOCUK’tur.
Genç Türk doktoru Mutlay Sayan 100 bin genç bilim insanı arasında HARİKA ÇOCUK seçildi.
Amerika’nın tüm üniversiteleri Harika Türk Çocuğu’nu kapmak için âdeta yarışa girdi.
Mutlay Sayan, Harvard Üniversitesi’ni seçti.
Harvard, yalnız Amerika’nın değil, tüm dünyanın en saygın, en prestijli üniversitelerinden biridir ve orada görev almak olağanüstü zordur. Türk genci Mutlay bunu başardı.
Mutlay: Niye bu kadar çok çalışıyorum. Çünkü yoksul bir aileden geliyorum. Ve eğer çalışmazsam tekstile geri dönerim korkusu hep içimde kaldı. O yüzden çok çalışıyorum. ABD’ye gittiğimde korktuğum, vazgeçtiğim zamanlar oldu, önüme bir sürü engel çıktı. Orada olmak, okumak hiç bilmediğim bir yerde tutunmaya çalışmak zordu. Ailemden çok uzaktaydım. Uçak parası olmadığı için üç yıl Türkiye’ye gelip annemi göremedim, çok üzüldüm ama hiç vazgeçmedim. Bunlar çok zor şeylerdi ama bana engel olmaması gerekiyordu. Sürekli ileri gitmek, engelleri aşmak için çok çalıştım, hala da çalışıyorum. Geriye dönüp o küçük çocuğa ‘çok çalış hayat sürprizlerle dolu, sen çalışmaya devam et’ derdim. Hedefim Nobel ödülü almak. Bunu çok istiyorum ve umarım alıp Prof. Dr. Aziz Sancar gibi ülkemi onurlandırırım.
İşte Anadolu’nun yoksul bir köyünden gelerek Amerika’da zirveye tırmanan Mutlay Sayan, fırsat verilen ve iyi eğitim gören Türk gençlerinin arasından dünya çapında yetenekler çıkacağını gösteriyor.