AHİLİK VE YENİ NESİL KÜMELENMELER – Dr. İlhami Pektaş
ÖZET
Yeni nesil kümelenme modelinde, başta KOBİ’ler olmak üzere firmalar arasındaki işbirliği imkânlarının ve yenilikçilik faaliyetlerin geliştirilmesi, yabancı sermayenin bölgeye çekilmesi, ölçek ekonomilerinin yaratılması, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlayacak altyapının oluşturulmasına yönelik politikaların ortaya konulması, kamu ve özel sektör kurumları, üniversiteler, araştırma merkezleri, teknoparklar, finans kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği hedeflenmiştir.
Bu bağlamda yeni nesil kümelenmelerde bölgesel ve ulusal gelişmenin yanı sıra küresel boyutta işbirliği sağlanması, küresel markalar çıkarılması ve ihracatın artırılması önem arz etmektedir. Yeni nesil kümelenmelere günümüzde en güzel örnekler olarak ABD’de Silikon vadisi Bilişim Kümelenmesi, Hollanda’da Gıda Vadisi Gıda Kümelenmesi, İsviçre’de İsviçre İnovasyon Kümelenmesi, ülkemizde OSTİM Ekosistemi içinde yer alan İş ve İnşaat Makineleri, Savunma ve Havacılık, Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri, Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri, Medikal Sanayi, Haberleşme Teknolojileri ve Kauçuk Teknolojileri kümelenmeleri verilebilir.
Anahtar kelimeler : Ahilik, Yeni nesil kümelenme, Uluslararası rekabet, Bilgi ve Teknoloji odaklı üretim, Yenilikçilik, Bölgesel İnovasyon Ekosistemi, Akıllı Uzmanlaşma
- GİRİŞ
Ahilik sistemi Osmanlı döneminde sektörel mesleklerin biraraya gelmesiyle kurulan esnaf ve sanatkarlar birliği olup günümüz kümelenmeleriyle benzer özelliklere sahiptir. Ahilik sisteminin güncellenmiş halini oluşturan kümelenme modeli 1990’lı yıllarda bölgesel ve uluslararası rekabet stratejilerinin yeniden değerlendirilmesi kapsamında son şeklini alarak ülkelerin kalkınma ve ekonomik programlarında başarıyla uygulanmaya başlamıştır.
Son yıllarda ulaşım ve haberleşme teknolojilerinde meydana gelen hızlı gelişmeler küreselleşmeyi de beraberinde getirmiş, ülkeler arası ticari faaliyetlerde bölgesel rekabet yerini tüm ülkelerin dahil olduğu küresel rekabet ortamına bırakmıştır. Bu ortamda ülkelerin gücü artık askeri güç ile değil ekonomik güçle ölçülür hale gelmiş, ekonomik güç ise uluslararası ticaretteki rekabet üstünlüğü ile belirlenmeye başlamıştır. Bu durum ülkelerin bilgi ve teknoloji odaklı üretim yoluyla ekonomik güçlerini ve refah düzeylerini artırmak için kıyasıya rekabet içinde oldukları küresel bir pazar ortamı yaratmıştır.
Bilim ve teknoloji alanında yapılan çalışmalar ile bilgiye dayalı üretim ekonomisi ve yenilikçilik dünyada ekonomik büyümenin temel belirleyici gücü olmuş bunun sonucunda mesleki eğitim ve beceri gelişimi, yaratıcılık, AR-GE’ye dayalı katma değeri yüksek ürünler üretebilmek ve bunların ticarileşmesi önem kazanmıştır. Küresel ekonomideki bu yoğun rekabet ortamı ülkeleri uluslararası alanlarda geleceğe yönelik yenilikçi arayışlara yöneltmiş bunun sonucunda yeni nesil kümelenmeler ortaya çıkmıştır. Yeni nesil kümelenmeler, küreselleşmenin getirdiği bu yoğun ve çetin rekabet ortamında hem bölgesel olarak varlığını sürdürebilmek hem de küresel rekabete ayak uydurabilmek için çağımızın yenilikçi teknolojik gelişimini takip ederek geleceği öngören stratejiler oluşturup kendilerini sürekli yenilemek ve ilerlemek zorundadır.
Ülkemizde bu konuda yayınlanan Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları Strateji Belgesinde, Türkiye’nin kalkınma yolunda katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi ve ihracatın artırılması için yenilikçilik esasına dayanan yapısal bir dönüşüme önem verilmiştir. Bu dönüşümde bölgesel ve ulusal kalkınmaya sağladığı önemli faydalar sebebiyle yenilikçilik esaslı bilgiye dayalı üretim ekonomisi, kalifiye insan kaynağı, teknoloji ve bilgi üretimi konusunda Üniversiteler, Teknopark’lar, ihtisaslaşmış alanlar, bilim vadileri, OSB’ler, finans merkezleri ve sektörel birliklerin yer aldığı bölgesel yoğunlaşmaların olduğu alanlarda yeni nesil kümelenmeler de yerini alarak ön plana çıkmıştır.
Bu çalışmada bir bölgede yoğunlaşmış kamu, üniversite ve özel sektör ekosisteminde küresel boyutta uluslararası faaliyet gösteren yeni nesil kümelenmeler incelenmiştir.
- AHİ SİSTEMİNDE İŞ BİRLİĞİ, GÜÇ BİRLİĞİ VE YENİ NESİL KÜMELENMELER
Ahilik, günümüzün bir kümelenme modeli olarak, Ahi Evran tarafından Anadolu’da kurulmuş sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında içlerinde kadı, müderris ve devlet adamlarının da yer aldığı hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetişmeyi sağlayan, çalışma yaşamını kalite ve iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen mesleki bir örgütlenmedir. Sistem, Osmanlı Devleti döneminde 700 sene varlığını devam ettirmiş ve XVIII. asırdan sonra adının değişmesi ile “esnaf ve sanatkar birliği” olarak kurumsallaşmıştır.
Ahilik sisteminde yeteneğine göre bir mesleği seçen kişi, bu meslekte ilerleyip yamak, çırak ve kalfa olarak mesleğinde yetkinlik kazanır ve girişimci olurdu. Her Ahi bir meslek sahibi olup, geçimini helal yoldan çalışarak sağladığı için ekonomik refaha ve özgürlüğe sahipti. Bu yüzden ahiler toplumun saygın kişileri idi. Ahiliğe giren her genç bir meslek sahibi ve girişimci olarak ülke üretimine katkı sağlardı.
Günümüzde Kümelenme aynı sektörde birbiriyle bağlantılı olan işletmeler ve kurumların belirli yerlerde coğrafi olarak yoğunlaşması olarak tarif edilir. Bu yoğunlaşma, genellikle hammaddenin yoğun, pazarın büyük veya talebin çok olduğu durumlarda oluşur.
Ahilik teşkilatı da sektörel mesleki birlikler olarak teşkilatlanmış olup günümüz kümelenmeleriyle bire bir benzer özelliktedir. Kümelenme günümüzde ahilik teşkilatında olduğu gibi aynı coğrafi alanda sektörel olarak yoğunlaşmış işletmelerin bir araya toplanmaları, birbirlerini destekleyen işletmelerin güçlü altyapı varlığı ve teknolojik bilgi kaynakları olarak işlev gösteren üniversiteler ve araştırma merkezlerinin bu işletmeleri destekleme mekanizmaları ile oluşur. Başka bir deyişle kümelenme, birbirine katma değer ekleyen üretim zinciri ile bağlı, bir ürün ya da hizmetin üretilmesi konusunda doğrudan veya dolaylı olarak etkin olan ya da olma potansiyeli olan birbiriyle ilişkili üreticiler, tedarikçiler, müşteriler, bilgi üreten kurumlar, araştırma merkezleri, sivil toplum kuruluşları, danışmanlık şirketleri, kamu kurum ve/veya kuruluşları, yerel yönetim kurum ve/veya kuruluşları, medya ve finansal kurumlarının ortak bir coğrafyada yoğunlaşmaları şeklinde açıklanabilir.
Fakat günümüzde teknoloji geliştikçe ve bölgeler dar gelmeye başlayınca küresel pazarda daha esnek ve daha etkili yeni nesil kümelenmeler oluşmaya başlamıştır.
Ahi Evran modelinin güncellenmiş halini oluşturan kümelenme modeli 1900’lü yıllarda İngiltere’de Marshall ile başlayıp çeşitli evrimler geçirdikten sonra 1990’lı yıllarda ABD’de Harvard Üniversitesi Profesörlerinden Porter ile uluslararası rekabet stratejilerinin yeniden değerlendirilmesi kapsamında son şeklini almış ve günümüzde politika yapıcıların da ülke sanayisinin kalkınması için işletmelerin aralarında bir ağ kurmalarını önermesi ve teşvik etmesiyle tüm Dünya’da başarıyla uygulanmaya başlanmıştır.
Micheal Porter’ın bölgesel ekonomik rekabetçilik kavramını açıklarken belirli alanlarda uzmanlaşma ve küme kavramını ön plana çıkarması, bölgesel gelişme için politika üretenler ve bundan faydalananlar açısından önemli bir strateji haline gelmiştir.
Porter bölgesel gelişmişliği açıklarken 3 temel yapıdan bahsetmiştir. İlk yapı bölgenin coğrafi olarak barındırdığı doğal kaynaklardan gelen bölgenin ekonomisini oluşturmaktadır. İkinci büyük grup ise her bölgede yer alan sektörlerin oluşturduğu ekonomidir. Son olarak da bölgesel ekonomideki en büyük pay bölgenin uzmanlığı ve bölgede bu uzmanlığı taşıyan kümelenmelerdir. Bölgenin temel zenginliğini ya da gelişmişliğini sağlayan ana lokomotif bölgedeki uzmanlaşma ve kümelenme yapısından kaynaklanır.
Kaliforniya’daki Silikon Vadisi’nde binlerce birbiri ile ilişkili ileri teknoloji firmalarının bir araya gelmesi modern zamanların en güzel yeni nesil kümelenme örneği olarak verilebilir.
Coğrafi yakınlık ekonomik olarak organizasyonlar arası işbirliğinin sağlanmasında önemli etkendir. Eğer aynı sektördeki değer zincirinde firmalar coğrafi olarak bir arada olsa bile aralarında bir işbirliği ve bu işbirliğini düzenleyen örgütlü bir yapı yoksa orada bir kümelenmeden bahsedemeyiz. Küme kavramı bu noktada işbirliği ve ortak akıl kavramları ile entegre olmak zorundadır. Küme olabilmenin bir diğer anahtarı da kümelenme değer zinciri içinde yer alan aktörler arasında inovasyon ve teknolojik gelişim sağlanması için destekleyici kamu kurumları, üniversite ve araştırma kuruluşlarının da yapı içinde yer almasıdır. Yeni nesil bir kümelenmede inovasyon gücü ve verimliliği artırmak için üniversite, araştırma ve teknoloji merkezlerinin yer alması kümeyi küme yapan olmazsa olmaz kriterlerden birisidir.
Yeni nesil kümelenme yaklaşımı, bölgelerin rekabet avantajına sahip oldukları sektörleri ve uzmanlaşma alanlarını ön plana çıkarmayı ve bu alanlardaki rekabetçiliğini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Yeni nesil kümelenme girişimleri, firmaların verimlilik, inovasyon ve girişimcilik yeteneklerinin arttırılmasını, aktörler arasında işbirliğinin geliştirilmesini amaçlayan ortak faaliyetlere odaklanır, eğitim, bilgi ve iletişim teknolojisi, araştırma ve geliştirme gibi alanlarda ortak yapı ve işbirliklerine önem verir.
Yeni nesil kümelenme modelinde, başta KOBİ’ler olmak üzere firmalar arasındaki işbirliği imkânlarının ve yenilikçilik faaliyetlerin geliştirilmesi, yabancı sermayenin bölgeye çekilmesi, ölçek ekonomilerinin yaratılması, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabet gücünün artırılmasına katkı sağlayacak altyapının oluşturulmasına yönelik politikaların ortaya konulması, kamu sektörü, özel sektör, üniversiteler, araştırma merkezleri, finans kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği hedeflenmiştir. Bu bağlamda yeni nesil kümelerde bölge gelişmesinin yanı sıra küresel boyutta işbirliği sağlanması da önem arz etmektedir.
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle kültürlerin, fikirlerin ve ürünlerin uluslararası bütünleşmesi ve dünya geneline hızla yayılması yeni nesil kümelerin gelişmesine ve artmasına neden olmuştur.
- YENİ NESİL KÜMELENMELERDE OLMASI GEREKEN ÖNEMLİ ÖZELLİKLER
- Coğrafi Yakınlık
Şirketler bir arada bulunma, bölge kaynağı hammaddeye erişim, kalifiye ve uzman işgücüne erişim, bilgiye ve finans kaynağına erişim avantajlarından ötürü birbirlerine yakın mesafede olma eğilimindedirler. Yakınlık sosyal yakınlığı, teknik yakınlığı, pazar yakınlığını ve alıcı – tedarikçi arasında ekonomik yakınlığı kapsar.
- Uluslararasılaşma
Bilgi teknolojilerindeki gelişmeyle birlikte bilginin bir yerden başka bir yere geçiş süreci kısalmış, iletişim maliyetleri düşmüş, işletmelerin ülke sınırlarını aşarak yabancı pazarlara hızlı ve kolay giriş yapmaları küreselleşme olgusunu ortaya çıkarmıştır.
Ekonominin küreselleşmesi ve her geçen gün artan rekabet ve zorlaşan ekonomik şartlara maruz kalınması nedeniyle, işletmelerin hayatta kalabilmeleri ve süreklilik kazanmaları için, öncelikle rekabette diğer işletmelerin bir adım daha önüne geçebilmeleri önem arzetmiştir. Dolayısıyla, işletmelerin rekabet üstünlüğü kazanmaları için faaliyetlerini yurt dışına yayması, sadece belirli bölge ve ülke ile sınırlı kalmaması, bir başka ifadeyle uluslararasılaşması gerekmektedir.
Her ne kadar geleneksel uluslararasılaşma modelinde, küme üyelerinin yurt içi pazarda uzmanlaştıktan ve belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra küresel olarak rekabet etme fikrinin oluşması ile uluslararasılaşmasına rağmen, teknolojinin hızlı gelişimi, bilginin her an her yerden ulaşılabilir olması, iletişim ve ulaşım maliyetlerinin azalması ve uluslararası işletmeler ağı ile kurulan ilişkiler sayesinde, yeni nesil küme üyelerinin yabancı pazarlara girişlerini kolaylaştıran ve hızlandıran etkisi ile doğrudan uluslararasılaşmaya katılabilmeleri de yeni bir model olarak ortaya çıkmıştır.
Bunlara örnek olarak ta küçük ve orta ölçekteki işletmelerin esnek yapılarına bağlı olarak erken ve hızlı uluslararasılaştırmayı başarabilen küresel doğan işletme modeli verilebilir. Bu modelde girişimcilik faktörü ön plandadır. Girişimcilerin yabancı pazarlardaki fırsatları görmesi ve değerlendirmesi uluslararası girişimcilik yeteneği ile ilgilidir. Bu işletmeler, uluslararası girişimcilik yeteneklerini güçlü pazarlama yetenekleriyle birleştirerek, yabancı pazarlardaki fırsatları daha iyi görebilmekte ve kullanabilmektedirler.
Bir kümelenmenin rekabetçi üstünlüğü, o kümedeki işletmelerin toplam rekabetçi üstünlüğüne dayanır. Rekabet üstünlüğü de küme üyelerinin geliştirdiği yeniliklere, yeni ürün tasarımlarına, yeni ürün süreçleri, girişimcilik yeteneği ve yeni pazarlama yaklaşımlarına bağlıdır.
KOBİ İşbirliği ve Kümelenme Projesi kapsamında geliştirilen Ortak Rekabet Alanları Strateji Raporu’nda ulusal ve uluslararası alanda kümelenmeler ve kümelenmelere yönelik programlar incelenmiş ve dört ortak rekabet alanı ortaya çıkarılmıştır. Bunlar, Kümelenme Yönetimi, Bölgeler arası işbirliğinin artırılması, İnovasyon ve Uluslararasılaştırma’dır.
Bu dört temel ortak rekabet alanından biri olarak kümelenmelerin uluslararasılaşması, küme ve küme üyeleri için değer yaratma amacı taşıyan, yurtdışı ile ilişkili her türlü iş aktivitesini kapsar. Uluslararasılaşma, küme üyeleri için oldukça önemli pazar bilgilerinin yanında küme için bilgiye, yeni teknolojiye ve işbirlikleri için potansiyel diğer uluslararası organizasyonlar, kümelenmeler, kurumlar ve fon kaynakları sağlayan ortaklara erişim sağlar.
Uluslararasılaşma girişimlerinde; Ürün ve hizmetlerin ihraç edilmesi, üretim operasyonlarının yeni kuruluş, satın alma veya şirket evlilikleri yoluyla diğer ülkelere taşınması, Ortak uluslararası Ar-Ge çalışmaları ve ortak işbirlikleri, Bilgi, know-how transferi ve Uluslararası iş ağının genişletilmesi gibi faaliyetler yer alır.
- Üniversite-Özel sektör-Kamu İşbirliği
Dünya genelinde 1980’li yılların başından itibaren araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin geliştirilmesi için üniversiteler, özel sektör kuruluşları ve kamu sektörünü kapsayan işbirliği programları geliştirilmeye başlanmıştır.
Tüm kamusal politikalar Üniversite-Özel sektör-Kamu üçgeninde, üniversite-sanayi işbirliğine dayalı olarak bilgi yayılım süreçlerinin arttırılmasını amaçlar. AR-GE ve İnovasyon, üniversiteler-özel sektör-kamu üçgenindeki işbirliğinin arttırılması ile gerçekleşir.
Günümüz bilgi toplumunda üniversite, bilgi üretimi ile şirketlerin gelişimi ve bölgesel ekonomik kalkınma arasındaki ilişki bakımından anahtar rol oynamaktadır. Bu anlamda üniversiteler, özel sektörle işbirliği arayüzleri ve ortak projeler aracılığıyla bulunduğu bölgeye teknoloji transferi sağlayacak temel aktörler olarak öne çıkmaktadır. Üniversiteler eğitim, araştırma ve bölge ekosistemleri arasında bağlantılar kurarak Ar-Ge ve inovasyon farkındalığını ve bilincini yükseltmekle görevlidir.
Kamu ise inovasyon ekosistemi oluşturarak AR-GE ve inovasyon projelerini doğrudan destekler. Kamu, Üniversite ve araştırma altyapılarının bölgelerde yaygınlaştırılması, inovasyon politikası için gerekli kamusal kaynakların ayrılması, özel sektörün teşviki, hukuki düzenlemelerin yapılması gibi ekosistem altyapısını oluşturur. Özel sektörde bu ekosistemde yenilikçi projeler üreterek bölge ve ülke gelişimine katkılar sağlar.
Bu işbirliğinde amaç hedeflenen bölgeyi, bilginin ulaşabileceği, yayılabileceği ve yerel tarafından paylaşılabileceği bir ortama dönüştürmektir. Bu ortamda; yenilikçiliğin kaynağı, coğrafi olarak birbirine yakın ve işbirliği içinde olan aktörler, firmalar, tedarikçiler, rakipler, bilim kuruluşları, yerel-bölgesel kamu kuruluşları, yerel halk ve çalışanlar arasında bilgi alışverişi ve yakın öğrenme faaliyeti önem kazanır.
- Teknoparklar, Ar-Ge Merkezleri ve Teknoloji Transfer Ofisleri
Bilim parkı, teknokent, araştırma parkı v.b. terimlerle ifade edilen teknoloji geliştirme bölgeleri; üniversite, sanayi, araştırma merkezleri, girişimciler ve piyasalar arasındaki işbirliğini arttırmak, bilgi ve teknoloji transferini arttırmak yoluyla yüksek katma değerli, Ar-Ge’ye dayalı ileri teknoloji ürün ve hizmetlerin üretilmesine uygun altyapı, üst yapı ve hizmetleri sunan merkezlerdir. 4691 sayılı yasa teknokent kavramı yerine “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri” kavramını kullanmaktadır. Şu anda ülkemizde 93 adet Teknoloji Geliştirme Bölgesi bulunmaktadır.
Ar-Ge Merkezleri, Şirketlerinin; organizasyon yapısı içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş, münhasıran yurt içinde araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan ve en az 15 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden, yeterli Ar-Ge birikimi ve yeteneği olan birimlerdir. Ülkemizde son yıllarda verilen teşviklerle kurulan Ar-Ge merkezi sayısı 961’e ulaştı.
Teknoloji Transfer Ofisleri, Akademik araştırma sonuçlarının verimli ve hızlı bir şekilde ticarileşmesine ilişkin faaliyetlerin yürütüldüğü organizasyonlardır. Ülkemizde 63 adet TTO bulunmaktadır.
Bölgenin ve yeni kümelenmelerin gelişmesi için ekosistemde inovasyon, Ar-Ge, ileri teknoloji ürün ve hizmetlerin üretilmesine katkı veren Teknopark, Ar-Ge Merkezleri ve Teknoloji Transfer Ofislerinin bulunması önem arzetmektedir.
- Akıllı Uzmanlaşma
Akıllı uzmanlaşma, hedef bölge için, özellikle öncelikli olarak belirlenmiş alanlarda araştırma ve yeniliğe dayalı bir uzmanlaşmaya gidilerek bölgenin kendi kaynaklarına dayalı ekonomik dönüşüm stratejisi olarak tanımlanmaktadır.
Akıllı uzmanlaşmada yeni seçenekler oluşturularak bölgesel farklılıklar ve bölgede potansiyeli yüksek faaliyetler ortaya çıkarılır, potansiyel girişimcilik alanları belirlenir ve gelişmeleri için altyapıları uygun hale getirilir. Bu amaçla uzun süre bir arada çalışacak kamu ve özel sektöre ait kritik kurumlar, kritik kümelenmeler ve kritik çalışma ağları oluşturulur.
Akıllı uzmanlaşma için dünyada bilgi teknolojisi alanında Silikon vadisi, finansal piyasa alanında dünyadaki finansal yatırımları kendine çeken Londra Finans Merkezi, Gıda konusunda Hollanda Gıda Vadisi (Food Valley) gibi uzmanlaşma örnekleri verilebilir. Türkiye’de ise Ankara’da yazılım ve makine; Kütahya, Eskişehir ve Bilecik’te seramik ; Konya’da otomotiv yan sanayi; Mersin’de işlenmiş gıda; Muğla’da yat üretimi; Bursa’da tekstil; İzmir’de organik gıda; Manisa’da elektrik-elektronik ve Marmara’da otomotiv sektörleri akıllı uzmanlaşma alanlarında olarak ön plana çıkmıştır.
Buna benzer şekilde Yükseköğretim Kurulu(YÖK), 2015 yılından buyana, üniversitelerimizin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması çalışması kapsamında muhtelif alanlarda 15 üniversite ve uzmanlaşma alanı daha belirlemiştir.
- Bölgesel, Ulusal ve Uluslararası Ağ Oluşturma
Bölgesel, Ulusal ve Uluslararası Ağ oluşturma yerel tedarikçiler, global tedarikçiler, müşteriler, rakipler, finans kaynakları, üniversiteler ve araştırma merkezleri arasındaki bağlantıları ve ortak çalışma ilişkilerini sağlar. Bu alanda güven tesis edildiğinde şirketler, kurumlar ve kümeler arasındaki bilgi, haber akışı ve iş potansiyeli daha çok artar.
- Esneklik ve Girişimcilik
Yeni nesil kümelenmeler hızlı hareket edebilmek için daha çok Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere odaklanır. Kümeler büyük şirketleri barındırabilirler ve onlar tarafından yönlendirilebilirler, ama kümenin sürdürülebilirliği için esnek olması, hızlı büyümesi ve hızlı hareket etmesi için çok sayıda KOBİ ve Ar-Ge firmalarının yapı içinde mevcut olması şarttır.
- Mesleki Eğitim
Bölgelerin kalkınabilmesinde itici gücü sağlayan en önemli faktörlerden birisi eğitimdir. Ülkelerin ekonomik mucizesinin temelinde büyük ölçüde eğitime verdiği önem yatmaktadır. Günümüzün teknolojik gelişmelerine uygun olarak yetişecek kalifiye işgücü, hem işgücü piyasalarında rahatlıkla istihdam edilecek hem de yüksek beceri düzeyi sayesinde üretim sürecinde önemli bir katma değer yaratacaktır. Kalifiye işgücünün yetişmesinde ise ilk akla gelen alan ise mesleki eğitimdir. Mesleki eğitimler ile kaliteli insan kaynağı yetiştirilmesi ve bireylere beceri kazandırılması hedeflenmiştir. Mesleki eğitimi başarıyla uygulayan Almanya ve G.Kore bu konuda ülke kalkınmasında örnek ülkeler olmuştur.
- Bölgesel İnovasyon Ekosistemi
Küresel bilgi toplumunda, ekonomik kalkınma stratejileri; bölgeler, anakentler, teknolojik gelişim ve bilgi ekosistemi üzerine odaklanmıştır. Bölgesel kalkınmanın desteklenmesi açısından inovasyon sistemleri, çeşitli kamu ve özel sektör aktörleri arasında bilginin üretilmesi ve yaygınlaştırılması süreçleri ile ticari değer sağlayan faaliyetlerin bir araya getirildiği bir etkileşim ağına yoğunlaşır.
Bölgesel rekabet üstünlüğü sağlama, kurumsal gelişim, inovasyon yetilerini geliştirerek, teknolojik gelişimden faydalanma ve bölgesel işbirliğini arttırma kapsamında yürütülen bölgesel kalkınma çalışmalarının bölgesel inovasyon sistemiyle desteklenmesi önemlidir.
Son yıllarda dünyadaki teknolojik dönüşümle birlikte, kümelenme ile paydaşlar arası etkileşim artmış bu da inovasyon sürecinde bir kaldıraç etkisi yapmıştır. Yeni nesil inovasyon odaklı kümelenmeler daha çok üniversiteler, araştırma merkezleri, teknopark, teknoloji geliştirme bölgesi veya bilim şehri gibi ekosistemlerde oluşur.
Bölgesel inovasyon ekosisteminin temel amacı ileri teknolojiye sahip ürünlerin ve ticarileşebilecek keşiflerin üretilmesini destekleyecek yenilikçi altyapıyı hazırlamaktır.
Bir bölgenin ekosisteminin gelişmesi için bölgede; Girişimciler (Startup’lar), Kuluçka merkezleri (Incubator’ler), Finans merkezleri, Üniversiteler, Mesleki eğitim, Melek yatırımlar, Standard ve Patent kuruluşları, Ar-Ge Merkezleri, Teknoloji İş merkezleri ve Teknoloji Transfer Ofisleri, Test merkezleri ve laboratuvarlar’ın yer alması, ayrıca bunlara ilaveten eğlence ve sosyal yaşam alanlarının bulunması da bölge ekosisteminde farklılık yaratarak bölgeye ilginin daha çok artmasını ve gelişmesini sağlayacaktır.
- YENİ NESİL KÜMELENMELERE KÜRESEL ÖRNEKLER
- Silikon Vadisi Bilişim Kümelenmesi
ABD’nin en fazla katma değer üreten ekonomisi olan Kaliforniya’da yer alan Silikon Vadisi, bilgisayar teknolojilerinin, yazılım ve akıllı elektronik sektörlerinin küresel merkezi haline gelmiştir. Silikon Vadisi dünyanın ilk yeni nesil inovasyon kümelenmesidir. Bölgenin adı, silikon tabanlı bilgisayar mikroçiplerinin tasarımında ve üretiminde uzmanlaşmış çok sayıda firmanın burada kurulmasından gelmekte olup, Silikon tabanlı entegre devre, mikroişlemci, mikrobilgisayar ve daha birçok teknoloji burada icat edilmiştir. Silikon Vadisinde 4.500’den fazla firma bulunmaktadır. Silikon Vadisi birçok ülkenin ve bölgenin en çok örnek almaya çalıştığı hatta kopyaladığı bir kümelenmedir.
Silikon Vadisinin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle beraber ilk adımlarının 1885’de açılan Stanford üniversitesinin ilk mezunlarını verdiği yıllarda atıldığı kabul edilebilir. 1909 yılında Palo Alto’da Federal Telegraph Co. şirketi kuruldu. Dünyanın ilk ticari radyo yayını burada yapıldı. 1927’de televizyonun ilk elektronik aktarması San Fransisco’da gerçekleştirildi. 1937’de bölgede kurulan ilk şirket Hewlett-Packard oldu. Vadi, 2.Dünya savaşından sonra Stanford Üniversitesinin öğrenci ve mezunlarını kendi firmalarını kurmasını teşvik etmesi ve onlara yer sağlamasıyla bir sanayi parkı olarak resmiyet kazandı. Tarihteki bu ilk teknoparkta Hewlett-Packard ve Varian Brothers, ilk kiracılar arasında yer aldı. 1968 yılında mainframe ve mini bilgisayar üniteleri için hafıza yongaları üreten Intel kuruldu. Bölge, 1971 yılında Silikon vadisi olarak anılmaya başladı. Dünyanın en önemli markalarının merkezi veya çıkış yeri oldu. Bunlara örnek olarak; Intel, Cisco, Google, HP, Maxtor, Softway Solutions, Apple, Microsoft, You Tube, Sun, Oracle, Nvidia, AMD, Facebook, Twitter, Mozilla sayılabilir. Bunlardan HP, Google, Sun, Intel ve You Tube’nin kurucuları Stanford Üniversitesi mezunudur.
Silikon vadisinin yenilikçi ekosisteminde, ofisler, araştırma merkezleri, kuluçka merkezleri, eğlence alanları ve yaşam alanlarının bulunması şehrin içinde yeni bir kültür oluşturmuş ve toplumda inovasyona olan ilginin artmasını sağlamıştır. Vadi, adeta dünyanın çeşitli ülkelerinden beyin göçü alan bir yetenek fabrikası olmuş ve 1 trilyon Dolar’dan fazla pazara sahip önemli bir bölge haline gelmiştir.
Dünyanın en büyük 2 bin teknoloji şirketine ev sahipliği yapmakta olan bölgede, Stanford Üniversitesi, MIT, Kaliforniya ve Berkeley Üniversiteleri ve Üniversitelere ait 18 farklı alanda araştırma laboratuvarı bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; Havacılık ve Uzay alanında NASA Araştırma Merkezi, Nanoteknoloji alanında IBM Araştırma Merkezi, Otomotiv alanında Ford, Toyota ve Volvo Araştırma Merkezleri olup ayrıca diğer kamu ve özel araştırma merkezleri, Kuluçka merkezleri, Kamu kurumları, Finansman kuruluşları ve Ara yüz kuruluşlarıdır.
- Silikon vadisinin yeni nesil kümelenme olmasındaki önemli kurumlar
Silikon vadisini yeni nesil bilişim inovasyon kümelenmesi olarak uluslararası boyuta taşıyan kamu-üniversite-özel sektör kurumları arasındaki işbirliği olmuştur. Bu kurumlar;
Üniversite: Stanford Üniversitesi ABD’nin mühendislik ve teknik anlamda MIT ile beraber en iyi üniversitesidir. Ayrıca bölgede ABD sıralamasında ilk beşe giren Kaliforniya ve Berkeley Üniversiteleri de bulunuyor. Vadinin ilk girişimcileri Stanford Üniversitesinin desteği ile kendi şirketlerini kuran HP’nin kurucuları Hewlet ve Packard’tır. Ayrıca Üniversitenin bu imkânlarından yararlananlar arasında Apple’ın kurucusu Steve Jobs, Google’ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin de bulunuyor. Bugüne kadar Stanford’lu girişimciler 39 binin üzerinde şirket kurarak 5.4 milyon kişiye iş imkanı sağlamış bulunuyor.
Araştırma merkezi: 18 farklı alanda araştırma laboratuvarı ve 1.22 milyar dolar araştırma bütçesiyle Stanford Üniversitesi Silikon Vadisinin araştırma ihtiyacını karşılayan en önemli merkez. Bunun yanında çeşitli kamu ve özel araştırma merkezleri de bulunuyor. Bunlardan bazıları NASA, IBM, Ford, Toyota ve Volvo Araştırma Merkezleridir. Silikon Vadisinin birçok araştırma merkezine ev sahipliği yapması vadinin dinamizmini besleyen en önemli unsurlardan birisidir.
Kuluçka merkezi: Silikon Vadisinde onlarca kuluçka merkezi bulunuyor. Vadideki kuluçka merkezleri sundukları mentörlük, teknik altyapı ve network geliştirme hizmetlerinin yanısıra doğrudan yeni girişimlere de yatırımcı olarak ortak olabiliyor. Bunun yanında farklı ülkelerden üniversiteler ve kümeler, kendi bünyelerindeki girişimcileri bölgenin ekosisteminden yararlandırmak amacıyla burada kuluçka merkezi açıyor. Bunların arasında ODTÜ Teknokent’e ait T-Jump da bulunuyor.
Kamu kurumları: Silikon Vadisinin oluşumunda ve Güney Kaliforniya’nın gelişiminde İkinci Dünya Savaşı sırasında bölgeye yapılan savunma sanayii yatırımları bölgede oldukça etkili olmuş, savaş bittikten sonra da bölgeye savunma sanayii fonlarıyla yapılan araştırma geliştirme faaliyetleri üretimin gelişmesine katkı sağlamıştır.
Finansman kuruluşları: Silikon Vadisini elektronik ve bilişim sektörlerinde küresel çekim merkezi haline getiren bir başka faktör ise gelişmiş girişim sermayesi örgütlenmesidir. ABD’deki toplam melek yatırım hacminin yarısından fazlası 33,9 milyar dolar ile Kaliforniya’da bunun 27,4 milyar doları Silikon Vadisine ev sahipliği yapan San Jose şehrinde gerçekleşmektedir. Fonun büyük kısmı eyaletin finans merkezi olan San Francisco üzerinden sağlanmaktadır. Eyaletin geniş yatırım hacmi ve yeni fikirleri destekleme merakı girişimci ve sermayeyi bir araya getirmektedir.
Ara yüz kuruluşları: Silikon Vadisinin kurulumunda rol oynayan başlıca aktörün Stanford Üniversitesi olması Üniversitenin Teknoloji Lisanslama Ofisini önde gelen ara-yüz kuruluşu haline getirmiştir. Ofis özellikle Vadinin erken dönem gelişiminde kamu, sanayi ve üniversite kurumlarının senkronize hareketini sağlamıştır. Bunun yanında Stanford Üniversitesi’nin inovasyon kümelenmesi oluşturma yolunda kullandığı başlıca aktör Teknoloji Lisanslama Ofisidir. Zamanla vadiye Stanford dışından gelen girişimcilerin artması özel network şirketlerinin bir nevi ara-yüz kurumu olarak hizmet vermesine neden olmuştur.
- İsviçre İnovasyon Kümelenmesi
Küçük bir ülke olan İsviçre’de ülkenin tamamı bir inovasyon kümelenmesi örgütlenmesine sahiptir. İsviçre’de girişimcilik ekosistemi kent hayatından ziyade tüm ülke kültürünün bir parçası olarak gelişmiştir. Ülke’de önemli mucitlere ev sahipliği yapmış üniversiteler ve araştırma merkezleri bulunuyor. Bilimin öncü ülkelerinden olan İsviçre, bilim insanlarının başarılarıyla kişi başına düşen en fazla Nobel ödülüne sahip ülkedir. İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü, Lozan Federal Politeknik Okulu, Zürich Üniversitesi ve Cenevre Üniversitesi ülkenin teknik alanlara yoğunlaşan başlıca üniversiteleridir.
CERN’de bulunan Büyük Hodron Çarpıştırıcısı ve CERN’e bağlı diğer araştırma merkezleri, ülkenin küresel çapta bilinirliğini artıran önemli merkezlerdir. İsviçre’de inovatif kümelenme gibi kuluçka merkezleri de ülke içinde yayılmıştır. Bunun yanında ülkedeki tüm kuluçka merkezleri Swisspark’a dahil olarak ulusal çapta örgütlü olarak hareket ediyor. Bu durum ülkede network geliştirme ve işbirliği ortamını daha da güçlendiriyor.
İsviçre’nin ülke sathına yayılmış kümelenme bölgesine dönüşmesinde kamu ve finans kurumlarının büyük desteği bulunuyor. 2015 yılında yaklaşık 650 milyon USD melek yatırım yapılan İsviçre’de bu sermaye 2012 yılına göre %114 artış gösterdi ve her yıl artarak devam ediyor. İsviçre Küresel Girişimi (Switzerland Global Enterprise) ve çeşitli kamu kurumları firmalara proje bazında finansman sağlıyor.
İsviçre’de ülkenin tamamının inovasyon kümelenmesi olarak hareket etmesi ulusal çapta arayüz kuruluşu oluşturmayı da gerekli kılmıştır. Bu amaçla 2000 yılında Swisspark Ulusal İnkübatörler ve Teknoloji Parkları Birliği kuruldu. Bu birlik, İsviçre içinde network gelişimi, üniversite, sanayi ve kamu işbirliğinin sağlanması amacıyla faaliyet gösteriyor. İsviçre ülke çapında tek bir inovasyon parkı örgütlenmesi yapısıyla kendine özgü örnek bir model oluşturmuştur.
- Güney Kore, Daejeon Daedeok Innopolis
Daejeon, “Asya’nın Silikon Vadisi” ve “yüksek teknoloji şehri” olarak biliniyor. Daedeok Innopolis bölgesi dahil G.Kore’nin Ar-Ge başkenti olup 18 üniversite, 232 adet araştırma kurumunu barındırıyor. Bu araştırma kurumlarının çoğu Daedeok Innopolis bölgesinde yer alıyor.
Güney Kore’nin ileri teknolojiye dayalı başarılı dönüşümünde devletin bölgesel ileri teknoloji planlaması çok etkili olmuştur. Daedeok Araştırma ve Geliştirme Özel Bölgesi( Daedeok Innopolis) tüm inovasyon bölgelerine teknoloji sağlayan merkezi ulusal inovasyon üssü olarak seçilmiştir. 1973 yılında hükümetin Silikon Vadisinden esinlenerek Daedeok bilim köyü kurma hedefiyle bu bölge, inovasyon bölgesi olarak gelişmeye başladı. Bugün bu bilim kentinde Ar-Ge faaliyetlerine odaklanmış 6 adet üniversite, 42’si özel sektöre ait olmak üzere 94 adet araştırma enstitüsü, 28 araştırma kurumu, 1,179 adet ileri teknoloji firması ve 20 binden fazla araştırmacı faaliyet gösteriyor.
Bölge zaman içinde yapılan ileri teknoloji parkları, Ar-Ge ve Teknoloji Transfer Merkezleri ile Bilim Şehri’ne (Innapolis) dönüştü. Askeri Ar-Ge faaliyetleri ve üretim tesislerinin de bulunduğu Deajeon Teknopolis, merkezi hükümetin teşviki ile yerel hükümet, üniversiteler ve sanayii kuruluşlarının ortaklaşa çalışmasının sonucunda ortaya çıktı. Bölge, Güney Koreli teknoloji start-up firmaları için gerekli olan ekosistemi oluşturmak amacıyla kuluçka merkezleri ve melek yatırım örgütlerini barındırıyor. Bölgede Ulusal Chungnam Üniversitesi, Pai Chai Üniversitesi, Woosong Üniversitesi, Mokwon Üniversitesi, Kore Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Hannam Üniversitesi yer alıyor. Bölgede çok sayıda kamu ve özel kurumlara ait olmak üzere Ar-Ge merkezleri bulunuyor. Araştırma merkezleri içinde uzay ve havacılık araştırmaları, bilgi-iletişim teknolojileri, nanoteknoloji ve biyoteknoloji araştırmaları yapılıyor. Daedeok’ta başlıca kuluçka merkezleri, üniversiteler ve enstitüler bünyesinde yer alıyor. Bunun yanı sıra Start-up Destek Merkezi ve Teknoloji İş Merkezi bulunuyor. Bu merkezlerde girişimcilere fon sağlanması ve inovatif sanayicilerin işbirliğini artırma çalışmaları yapılıyor. Bölgede bulunan üniversite, enstitü ve araştırma merkezlerinin büyük çoğunluğu devlete ait. Patent merkezi de bu bölgede bulunuyor. Innopolis’in yaklaşık 4 milyar USD kendi yatırım fonu ile kamunun teşvik ve hibeleri bölgenin başlıca yatırım fonunu oluşturuyor.
- Kore yerel melek yatırım örgütlenmelerini destekleyerek ve yabancı yatırımcıların dikkatini bölgeye daha çok çekerek devlet fonlarıyla inovasyon yatırımlarını artırmayı başarmış bulunuyor. Daedeok’u dünyada özel hale getiren Daedeok Innopolis olmuştur. Yerel hükümet, şehirde inovasyon ekosistemini geliştiren yüksek eğitim kurumları ve sanayiinin ortaklığıyla kurulmuş tüm kurumların strateji geliştirmesine ve uygulamasına doğrudan etki etmektedir. Start-up Destek Merkezi, Teknoloji İş Merkezi, Araştırma-Üretim Entegrasyon Tesisleri, Daedeok Innopolis Yardım Merkezi gibi kuruluşlar arayüz olarak merkeze bağlı alt kuruluşlar olup bölgenin gelişmesinde önemli rol oynuyor.
- Zhongguancun, Çin
Çin, 2016 Küresel İnovasyon Endeksinde en inovatif ilk 25 ülke arasında yer aldı. Çin ileri teknoloji Ar-Ge ve üretim merkezi olarak Başkent Bejing’in kuzey batı banliyösü olan Zhongguancun’u seçti.
Devletin yönlendirmesi ile bilgisayar ve programlama teknolojilerine yoğunlaşan Çin Bilimler Akademisi, Peking ve Tsinghua Üniversiteleri bu bölgede yer alıyor. Bugün Lenovo adıyla tanınan Çin Bilimler Akademisinin kurduğu Legend Grup kümelenmesi burada bulunuyor. Zhongguancun ekosisteminin bulunduğu alanda üniversiteler ve araştırma merkezleri yanısıra Google, IBM ve Lenovo gibi küresel firmaların ofisleri de yer alıyor. Bunun yanında kümelenme bölgesi, geniş parkları, sosyal mekânları ve yaşam alanları ile şehir hayatının bir parçası haline gelmiş ve Silikon Vadisi benzeri inovatif şehir kültürünün bölgede var olmasını sağlamıştır.
Pekin ve Tsinghua Üniversiteleri Zhongguancun bölgesine teknik ve beşeri sermaye sağlayan başlıca kurumlar. Bunun yanında havacılık ve uzay araştırmalarına yoğunlaşan Beihang Üniversitesi ve bilgi iletişim teknolojilerine yoğunlaşan Çin İletişim Üniversitesi de teknoloji geliştirme odaklı kurumlar olarak bu bölgede görev yapıyor.
- Hollanda Gıda Vadisi
Gıda Vadisi (Food Valley), 2004 yılında Hollanda’da kurulmuş olup tarımsal ve gıda teknolojileri alanında üretim, araştırma ve inovasyon alt yapısıyla dünyanın en güçlü ve bilgi yoğun tarım ekosistemidir. Bu bölgenin merkezinde Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi(WUR) yer alıyor.
ABD’de bulunan Silikon Vadisinden esinlenerek bu bölgeye “Gıda Vadisi” ismi verildi. Wageningen Üniversitesi de, Standford Üniversitesi’nin akademi ve girişimciliği biraraya getirmesi gibi aynı misyonu yerine getiriyor. Bu ekosistem, birçok dünya klasında yenilikçi gıda ve gıdayla ilgili çözümler arayan şirketler, bilgi kurumları, eğitim kurumlarına ev sahipliği yaparken aynı zamanda ülkeler arasındaki işbirliği görevini de yerine getiriyor.
Gıda Vadisi içerisinde mevcut durumda Unilever, Cargill gibi 143 tane ulusal ve uluslararası firma bulunuyor ve vadi, gıda alanında çalışan yaklaşık 15.000 araştırmacıya da ev sahipliği yapıyor. Gıda Vadisi’nde tarımsal inovasyon projeleri gerçekleştiriliyor ve uygulanıyor.
Yaklaşık Konya yüzölçümüne sahip Hollanda gibi küçük bir ülkenin bunu yapabilmesinde önemli etkenlerden bir tanesi Wageningen Üniversitesi ve Araştırma (WUR) Merkezi’dir. Dünyadaki en büyük tarımsal araştırma kuruluşu olarak kabul edilen WUR, tarımsal teknoloji işletmelerinin ve deneysel çiftliklerin geniş bir kümelenmesi olan Gıda Vadisi’nin (Food Valley) odağı ve merkezi durumundadır. 1876 yılında tarım okulu olarak açılan üniversite bugün Hollanda’nın en iyi ikinci, dünyanın ise en iyi 59. Üniversitesi haline gelmiştir.
Hollanda, hayvancılık sektöründe de çok gelişmiştir. Et, süt, süt ürünleri ve yumurtanın yanı sıra yün ve deri üretimi de yapılıyor ve yılda yaklaşık 10 milyar avroluk bir değer oluşturuyor. Hayvancılığın gelişmesinde yine Gıda Vadisinde Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi’nin payı çok büyük.
- Londra Finansal Teknoloji (FinTech) Kümelenmesi
Londra FinTech kümelenmesi on yıllardır Londra’da bulunan üç yerleşik yatay birleşmenin kesişiminde doğmuştur. Londra; girişimci yetenek havuzunun, güçlü bir teknoloji kümelenmesinin ve dünyanın en rekabetçi finansal merkezinin kesiştiği noktadır. Küresel mali kurumların ve teknoloji şirketlerinin varlığı kümelenmeyi, girişimci ve teknik yeteneğin kaynağı olarak geliştirmiştir. Bankalar, varlık yöneticileri ve sigortalar gibi mevcut finansal kurumlar FinTech servislerinin potansiyel müşterilerdir. Londra finansal teknoloji kümelenmesi hükümet desteğiyle güçlendirilmiş olup küresel düzeyde rekabetçi bir konuma sahiptir.
- TÜRKİYEDE BÖLGESEL KALKINMA EKOSİSTEMİ İÇİNDE YENİ NESİL KÜMELENMELER
- TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ(TEKNOKENTLER)
Türkiye’nin ilk ve yenilikçi teknoparklarından ODTÜ TEKNOKENT’in kuruluş çalışmalarına 1980’li yılların sonunda Dünya Bankası’nın desteğiyle başlandı. 1990‘lı yıllarda KOSGEB ve üniversitelerin iş birliği ile Teknoloji Merkezleri(TEKMER’LER) kurulmaya başlandı. Teknoloji geliştirme bölgeleri ile ilgili yasal zemin ise 2001 yılında resmi gazetede yayınlanan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile oluşturuldu. Bu tarihten sonra Türkiye’de Teknoloji Geliştirme Bölgeleri hızla yayılmaya başladı.
Teknoloji geliştirme bölgelerinin bağlı bulunduğu T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Aralık 2021 verilerine göre, Türkiye’de ilan edilen bölge sayısı 92’ye ulaşmış bulunuyor. Bu bölgelerden 73 tanesi faaliyetlerini aktif olarak sürdürürken 19’unun alt yapı çalışmaları da devam ediyor. Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet göstererek Ar-Ge çalışmalarını yürüten toplam firma sayısı 7.331’e ulaştı ve bu firmalarda 75.657 personel istihdam ediliyor.
Türkiye’nin ilk Teknoloji geliştirme bölgesi olarak kurulan ODTÜ Teknokent, 2000 yılında Ankara’da ODTÜ bünyesinde kurulan ülkemizdeki ilk teknokenttir. Daha sonra 2001 yılında Kocaelinde TÜBİTAK Marmara Teknokent kurulmuştur. 2002 yılında Bilkent Üniversitesi bünyesinde Bilkent Cyberpark Teknoloji Geliştirme Bölgesi, 2002 yılında İzmir’de İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü bünyesinde İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Kocaelinde Sabancı Üniversitesi bünyesinde GOSB Teknopark Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulmuştur. Bunları 2003 yılında kurulan Hacettepe Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi, İTÜ Arı Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Selçuk Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Kocaeli Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Yıldız Teknik Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi, İstanbul Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi izlemiş olup 2004-2022 yılları arasında farklı bölgelerde 79 adet Teknokent daha kurulmuştur.
- ODTÜ TEKNOKENT
İlk kurulan ODTÜ Teknokent, 1992 yılında teknoloji geliştirmeye yönelik kuluçka merkezleri kurulması ana hedefi ile başlangıçta KOSGEB işbirliği içinde ODTÜ TEKMER olarak hizmete açılmış, 2000 yılında bilim parkına(teknokent) dönüştürülmüştür. 2001 yılında Türkiye’deki teknokentler ile ilgili yasal çerçeveyi tanımlayan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası çıktıktan sonra ODTÜ Teknokent bir cazibe merkezi haline gelmiştir.
Türkiye’nin ilk ve en yenilikçi teknoparklarından birisi olan ODTÜ Teknokent, 380’nin üzerindeki şirket sayısı, %90’ı üniversite, doktora veya yüksek lisans mezunu olan 8.000’den fazla personele yarattığı istihdam olanakları ve Ar-Ge faaliyetlerinin yürütüldüğü 170 bin m2 kapalı alanı ile Türkiye’deki diğer teknoparklara da örnek teşkil edecek başarılara imza atmıştır. ODTÜ Teknokent’te faaliyet gösteren şirketlerin %50’si yazılım-bilişim, %20’si elektronik, %15’i makine ve tasarım, %6’sı medikal teknolojiler, %6’sı enerji ve çevre, kalan %3’ü ise ileri malzeme, tarım, gıda, uzay-havacılık, otomotiv gibi diğer alanlarda Ar-Ge çalışmaları yürütmektedir.
ODTÜ Teknokent, bugün aralarında Aselsan, Havelsan, TUSAŞ, Siemens, Türk Telekom, Netaş, Comodo (Nurd), ATOS, Arçelik, Vestel ve Samsung’un da bulunduğu sanayi devlerine ev sahipliği yapıyor. ODTÜ Teknokent’te 2020 yılında elde edilen toplam Ar-Ge geliri 20 milyar TL’yi, ihracat geliri ise 1,7 milyar doları aştı.
Bölgede üretilen, Türkiye ve dünyada isim yapmış ürünler ;
Dünya çapında çok sayıda kullanıcısı bulunan online eğitim sitesi, ilk yerli playstation oyunu, satış rakamları yedi milyonun üzerinde olup dünyanın ilk 100 oyunu arasında yer alan oyun teknolojileri, Türkiye’nin ilk ve tek sosyal içerik platformu, yerli fiber lazer teknolojisi, ilk ve tek yerli rehabilitasyon robotu, ilk yerli çip, kendi enerjisini üretebilen biyonik kulak, dünyanın en küçük atomik kuvvet mikroskobu, yerli insansız hava aracı, milli helikopter, milli savaş uçağı, Göktürk-2 uydusu, yerli 5G altyapısı gibi teknolojiler ODTÜ Teknokent’te geliştirildi.
Teknoloji tabanlı girişimciliğin desteklenmesi kapsamında ön kuluçka programları “Yeni Fikirler Yeni İşler Hızlandırma Programı” ve “Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi”, kuluçka merkezleri; ODTÜ KOSGEB TEKMER Kuluçka Merkezi, bir finansal araç olarak kurulan Hızlandırma ve Yatırım Şirketi “Growth Circuit”, akademik bilginin ticarileşmesi için “ODTÜ Teknoloji Transfer Ofisi”, şirketlerarası işbirliklerinin geliştirilmesini amaçlayan savunma sanayi, ICT ve sağlık kümeleri ile uluslararası iş birliklerini desteklemek üzere açtığı yurtdışı ofisleri gibi çalışmalar bulunmaktadır.
ODTÜ Teknokent’te Türkiye’nin konularında lider şirketleri olan 470’den fazla şirketin iş birliklerini arttırmak amacıyla savunma sanayii, bilişim ve telekomünikasyon ve ileri sağlık teknolojileri alanlarında üç kümelenme kuruldu. Bunlar sırasıyla Teknokent Savunma Sanayi, Teknokent Bilişim ve Telekomünikasyon ve Teknokent İleri Sağlık Teknolojileri Kümelenmeleridir.
- Teknokent Savunma Sanayii Kümelenmesi (TSSK)
Teknokent Savunma Sanayii Kümelenmesi (TSSK), 2010 yılında birbirlerini tamamlayıcı ve birbirlerinin kabiliyetlerine katma değer katan, savunma, havacılık, anayurt güvenliği ve siber güvenlik alanlarında yeni ürün ve hizmetler geliştiren dikey uzmanlıklara sahip Ar-Ge firmalarının biraraya gelmesi ile kuruldu. Kümelenmede 140’dan fazla üye şirket bulunuyor.
TSSK, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milli olması zorunlu ve kritik ihtiyaçlarının, üniversiteler ile Ar-Ge odaklı iş birlikleri çerçevesinde yerli savunma sanayi şirketleri tarafından geliştirilmesi ve teknoloji üretilmesini amaçlamaktadır.
Bu çerçevede Kümelenmenin itici gücünü üniversite, sanayi ve araştırma arasındaki sinerji ile gerçekleştirilen Savunma sanayi Ar-Ge projeleri oluşturmaktadır.
- Teknokent Bilişim ve Telekomünikasyon Kümelenmesi (T.ICT)
ODTÜ Teknokent 2010 yılında savunma sanayi ile başlamış olduğu kümelenme çalışmalarına Bilişim ve Telekomünikasyon alanında devam etti. Hali hazırda bölgede faaliyet gösteren şirketlerin % 50’ye yakını Bilişim ve Telekomünikasyon alanında faaliyet gösteriyor. Bu kapsamda ODTÜ Teknokent’in hedeflediği yaşayan bir ekosistemin geliştirilmesinde ve sürdürülebilir kılınmasındaki önemli adımlardan birisi de Teknokent Bilişim ve Telekomünikasyon Kümelenmesi’dir. Kümelenmede 200’den fazla üye şirket yer alıyor.
ODTÜ Teknokent Bilişim ve Telekomünikasyon Kümelenmesi’nin misyonu, farklı ölçekteki şirketlerin ve akademisyenlerin bir araya gelerek üniversite ile işbirlikleri içerisinde yenilikçi Ar-Ge projeleri ortaya çıkarmaları ve bu projeler sonucunda uluslararası başarılar elde edilmesi olarak belirlenmiştir.
ODTÜ Teknokent Bilişim ve Telekomünikasyon Kümelenmesi üyesi şirketler, genellikle kurumsal yazılımlar, bilgi güvenliği, uzaktan eğitim, akıllı sistemler, mobil uygulamalar, oyunlar, e-sağlık, büyük veri ve bulut bilişim alanlarında faaliyet gösteriyor.
- Teknokent İleri Sağlık Teknolojileri Kümelenmesi (T.HEALTH)
ODTÜ Teknokent firmalarının sağlık alanında yurtiçi ve yurtdışı pazarlardan daha fazla pay almaları, işbirliklerini artırmaları ve ortak hareket etmelerine yönelik olarak 2016 yılında “İleri Sağlık Teknolojileri Kümelenmesi” kuruldu. Kümelenme’de 50’nin üzerinde medikal şirketi bulunmaktadır.
- TEKNOPARK İSTANBUL
Yerli ve yabancı girişimcilerin Türkiye’nin teknoloji geliştirme kapasitesine katkıda bulunabilmesi amacıyla kurulmuş bir teknoloji geliştirme bölgesi olan Teknopark İstanbul, Türk savunma sanayinin ileri teknoloji merkezi konumunda yer alıyor.
Kuruluşu 8 Ekim 1987 tarihli Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararlarına dayanan Teknopark İstanbul; Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından ülkemizin ileri teknoloji ihtiyaçlarının milli kaynaklardan karşılanabilmesi amacıyla 20 Nisan 1988 tarihli Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde Pendik Kurtköy’de tahsis edilen 2.5 milyon m2 arazi üzerine 4 Mayıs 2010 tarihinde resmi olarak kurularak faaliyete başlamıştır.
Teknopark İstanbul’da başta savunma sanayi olmak üzere havacılık/uzay, denizcilik, ileri elektronik, enerji, sağlık bilimleri ve endüstriyel yazılım alanlarında yüksek teknoloji geliştirmeleri için Ar-Ge çalışmaları yapan STM, Aselsan, TAI, TEI, Roketsan, BMC, Yaltes, C-Tech, Altınay Havacılık, Pavotek, Femsan, Armelsan, Kale Havacılık, Figes gibi şirketlerin aralarında bulunduğu 300’ü aşkın yerli ve yabancı şirket, Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation’da inovatif ve derin teknoloji tabanlı iş fikirleri üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürüten 150’yi aşkın girişimci ve girişimci grubu, Ar-Ge çalışmalarının ticari bir değere kavuşması için kurulan bir Teknoloji Transfer Ofisi ve 4 ayrı kümelenme bulunuyor.
TTO, Ar-Ge çalışmaları yürütülen bu projelerin patent alması ve ticarileşmesi noktasında çalışmalar yaparken SAHA İstanbul, ARGEMİP (Ar-Ge Merkezleri İletişim ve İşbirliği platformu), İSEK (İstanbul Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi) ve Türk Denizcilik Kümelenmesi de bu odak teknoloji alanlarında çalışan kurumlarla bir sinerji ortamı oluşturmak ve birlikte verimli araştırma alanları tesis etmek amacıyla önemli çalışmalara imza atıyor. Bu kümelenmeler teknolojide dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak, milli teknolojilerin üretimini artırmak ve ülkemizin yerli sanayisini geliştirmek için katkı sağlıyor.
- SAHA İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi
SAHA İstanbul, Türk savunma, havacılık ve uzay sektörünün, yerlilik oranının arttırılması, bu alanda kritik teknolojilere kavuşturulması ve uluslararası rekabette üst seviyelere taşınması için üyelerinin teknolojik ve sektörel yetkinliklerini geliştirmek, üyeleri arasındaki işbirliğini destekleyerek güçlü bir ekosistem oluşturmak amacıyla 2015 yılında Pendik’te bulunan Teknopark İstanbul bünyesinde kuruldu.
SAHA İstanbul, zamanla çok hızlı bir büyüme kaydederek, sırasıyla Deliklikaya Endüstri Bölgesi DESB, Yıldız Teknik Üniversitesi İkitelli Teknopark, Teknopark Ankara-İvedik ve Gaziantep Sanayi odasında İrtibat Ofisleri açıldı. SAHA İstanbul, bugün itibariyle 800’den fazla üyesiyle Avrupa Havacılık Kümelenmeleri Birliğinin en büyük kümelenmesi haline gelmeyi başardı.
Savunma, havacılık ve uzay sanayisinde faaliyet gösteren firmaların ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ için bir araya geldiği SAHA İstanbul, Türkiye’nin yüksek teknoloji ve savunma sanayiindeki millileşme hamlesine katkı sağlayan yeni nesil bir kümelenme.
Kümelenme, 2017 yılında SAHA İstanbul Teknoloji İktisadi İşletmesini, 2018 yılında SAHA EXPO Fuarcılık A.Ş’yi, 2019 yılında SAHA Akademi’yi, 2020 yılında Milli Havacılık Endüstrisi Komitesi MİHENK’i ve 2021 yılında SAHA GİRİŞİM’i kurdu.
- ARGE Merkezler İletişim ve İşbirliği Platformu( ARGEMİP)
ARGEMİP, 5746 sayılı yasa ile Ar-Ge merkezlerinin bilgi ve deneyimlerini birbirleriyle paylaşmak amacıyla 2015 yılında Teknopark İstanbul’un çatısı altında kuruldu. 6676 sayılı yasaya uygun olarak tescil edilmiş Tasarım Merkezlerini de üyeliğe kabul eden platform faaliyetlerini Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri İletişim ve İşbirliği Platformu adı altında sürdürüyor.
Ar-Ge merkezleri tarafından kurulan ve tüm Ar-Ge merkezlerine açık olan, Ar-Ge Merkezleri İletişim ve İş Birliği Platformu ARGEMİP, Türkiye’de Ar-Ge ve Tasarım faaliyetlerinin ivme kazanmasını sağlamak için, Ar-Ge ve Tasarım yönetim uygulamalarının kıyaslanmasına, Ar-Ge ve Tasarım uygulamaları arasında iyi örneklerin ve ortak sorunların ortaya çıkarılmasına, Ar-Ge ve Tasarım merkezleri arasında işbirliğinin arttırılmasına yönelik çalışmalar yapıyor. 14 üye ile kurulan ARGEMİP, her sene yüzde 50 oranında büyüyen bir platform olarak, bugün 99 firmada 109 Ar-Ge merkezine ulaşmış bulunuyor.
Platform, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından destekleniyor ve teşvik ediliyor.
- İstanbul Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi(İSEK)
İSEK, Teknopark İstanbul koordinatörlüğünde ve İstanbul Sanayi Odası, Boğaziçi Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Acıbadem Üniversitesi kurucu üyeliğinde 2013 yılında kuruldu.
İstanbul Bölgesinde sağlık sektöründe bir bölgesel kalkınma projesi olma hedefiyle yola çıkan İSEK, bugün itibarıyla 187 firma, 23 araştırma merkezi, 14 STK, 2 kamu üyesi ile faaliyetlerine devam eden bir kümelenmedir.
İSEK, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kümelenme Destek Çağrısı kapsamında ve Teknopark İstanbul A.Ş. tarafından desteklenmektedir.
- İstanbul Denizcilik Kümelenmesi
Denizcilik sektöründeki firmaları bir araya getiren İstanbul Denizcilik Kümelenmesi, Türkiye’de bir ilk olarak 2017 yılında 20 firma ile kuruldu. Ticaret Bakanlığı’nın Hizmet Sektörü Rekabet Gücünün Artırılması Projesi(HİSER) ile faaliyetlerine başlayan kümelenmenin hedefi, Türkiye’yi denizcilik sektöründe dünya markası yapmak.
Gemi, yat, suda yüzen taşıtların tasarımı ve bunlara yönelik mühendislik hizmetlerini sağlayan firmaların bulunduğu Türk Denizcilik Kümelenmesi, firmaların yurt dışı ihracat kapasitelerini arttırmaya yönelik olan proje; eğitim, danışmanlık, sektörel dış ticaret heyeti, fuarlara katılım gibi faaliyetler gerçekleştiriyor.
2.3.1.3. FARKLI TEKNOLOJİ BÖLGELERİNDE KURULAN BAZI KÜMELENME ÖRNEKLERİ
2.3.1.3.1. Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi
Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi, ülkemizin siber güvenlik ihtiyaçlarının tespit edilerek, yenilikçi yöntemlerle karşılanması için en üst düzey iş birliği ile sağlıklı rekabet koşullarını sağlayarak yerli siber güvenlik ekosistemini geliştirmek amacıyla 2017 yılında ilgili tüm kamu kurum/kuruluşlar, özel sektör ve akademi temsilcilerinin katılımlarıyla ortaya çıkan, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı tarafından desteklenen ve SSTEK A.Ş. tarafından yönetilen bir kümelenmedir.
Kümenin uzun vadeli hedeflerinin belirlenmesi ve yönetilmesi Savunma Sanayii Başkanı Başkanlığında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ve Savunma Sanayi Başkanlığı üst düzey temsilcilerinin katılımıyla oluşturulmuş Danışma Kurulu vasıtasıyla yapılıyor.
Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi; ülkemizdeki siber güvenlik firmalarının sayısını artırmak, üyelerinin teknik, idari ve finansal açılardan gelişimine destek olmak, Siber Güvenlik ekosisteminin standartlarını geliştirmek, üyelerinin ürün ve hizmetlerinin markalaşmasına yardımcı olmak, üyelerinin ulusal ve küresel pazarda rekabet gücünü artırmak, Siber Güvenlik alanındaki insan kaynağı sayısını artırmak, niteliklerini geliştirmek ve bütün toplumda siber güvenlik bilincini geliştirmeyi hedeflemiştir.
2022 Haziran ayı itibariyle 220 üye firması bulunan Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi, bu hedefler doğrultusunda 2018 yılından bu yana; Pazara Erişim, Ar-Ge ve İnovasyon, Yeteneğe Erişim, Teknolojik Üstünlük ve Etkileşim olmak üzere 5 ana başlıkta faaliyetler yürütüyor.
2.3.1.3.2. CYBERPARK BİL-TEL Kümelenmesi
Türkiye’nin en büyük teknoparklarından biri olan Bilkent CYBERPARK, 2013 yılında bünyesindeki firmalar ile kümelenme faaliyetlerine başlayarak Bilişim ve Telekomünikasyon (BİL-TEL) Kümelenmesi’ni kurdu. BİL-TEL Kümelenmesi, Türkiye’nin Bilişim sektörüne katkı sağlayacak sayılı kümelenmelerdendir. Şu anda 37 firma üyesi olan Kümelenme, T.C. Ticaret Bakanlığı’nın Hizmet Sektörü Rekabet Gücünün Artırılması (HİSER) Projesi kapsamında desteklenmektedir.
CYBERPARK BİL-TEL, Ankara’da bulunan en güçlü ve rekabetçi kümelenmelerden birisi. CYBERPARK BİL-TEL Kümelenmesi bünyesinde bilişim ve telekomünikasyon teknolojileri alanında yüksek kalite standartlarına sahip olan şirketler yer alıyor. Oyun, Animasyon ve Sanal Gerçeklik, 3D Geliştirme Yazılımı, Perakende Tedarik Zinciri Çözümleri, Sosyal Medya Veri Madenciliği, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), Telekomünikasyon ve Hizmetler, Özelleştirilmiş Uygulamalar, M2M Çözümleri, Gömülü Yazılımlar ve Çeşitli Yönetim Sistemleri (ERP, CRM vb.) CYBERPARK BİL-TEL Kümelenmesinin yoğunlaştığı alanlardan bazılarıdır.
2.3.1.3.3. ULUTEK Bilişim Kümesi (BUTECH)
ULUTEK Teknopark yürütücülüğünde, Ticaret Bakanlığı destekli HİSER (Hizmet Sektörü Rekabet Gücünün Artırılması) projesi çerçevesinde Nisan 2017 itibariyle ULUTEK BİLİŞİM KÜMELENMESİ projesi hayata geçirildi.
Bölgenin yoğunluklu olarak yazılım firmalarından oluşması sebebiyle Yazılım üzerine ULUTEK BİLİŞİM Kümelenmesi kurulmuş olup, küme bünyesinde Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin birçok kentine ve dünyanın çeşitli bölgelerine ürün ve hizmet sunan Bursa’nın önde gelen yazılım firmaları bulunuyor. İhracat kapasitelerini artırmak amacıyla bir araya gelen güçlü yazılım firmaları; birlikte eğitim, danışmanlık, yurtiçi ve yurtdışı tanıtım ve pazarlama faaliyetlerine katılım sağlıyor.
Uluslararası arenada BUTECH Software Cluster ismiyle çalışmalarını sürdüren BUTECH, birçok uluslararası etkinlikte boy göstererek Türkiye’yi temsil etti. BUTECH Yazılım Kümelenmesi belirlediği yol haritasına bağlı kalarak, hedefleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.
- BÖLGESEL KALKINMA ODAKLI MİSYON FARKLILAŞMASI VE İHTİSASLAŞMA
YÖK, 2015 yılında Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması çalışmasına başlamış ve bölge ihtisaslaşması kapsamda yapılan sektörel analizler sonucu 2016-2018-2020 yıllarında 15 pilot üniversite ve ihtisas alanı seçmiştir. Seçilen üniversite ve ihtisas alanları;
Bingöl Üniversitesi – Tarım ve Havza Bazlı Kalkınma, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi – Tarım ve Hayvancılık, Düzce Üniversitesi – Çevre ve Sağlık, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi – Tarım ve Jeotermal, Uşak Üniversitesi – Deri, Tekstil ve Seramik, Aksaray Üniversitesi – Spor ve Sağlık, Kastamonu Üniversitesi – Ormancılık ve Tabiat Turizmi, Muş Alpaslan Üniversitesi – Hayvancılık, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi – Çay, Siirt Üniversitesi – Tarım ve Hayvancılık, Artvin Çoruh Üniversitesi –Tıbbi-Aromatik Bitkiler, Bartın Üniversitesi – Akıllı Lojistik, Hitit Üniversitesi – Makine Ve İmalat Teknolojileri, Kırklareli Üniversitesi – Gıda, Yozgat Bozok Üniversitesi – Endüstriyel Kenevir ihtisaslaşma faaliyetleri ile hem bölgenin sahip olduğu doğal zenginliklerin/potansiyellerin etkin, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde değerlendirilmesine katkı sunarak bölgenin rekabet gücünü artıracak hem de ekonomik anlamda bölge halkına yeni kazanç fırsatları sunarak gelişmesini sağlayacaktır.
2.3.3. ÖZEL İHTİSASLAŞMA BÖLGELERİ
Bu OSB’ler içinde bölgenin rekabet gücünü artıracak Özel İhtisaslaşma Bölgeleri de kurulmuştur. İhtisas OSB, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nda sanayide kümelenme yaklaşımı ile örtüşen bir tanımla; “aynı sektör grubunda ve bu sektör grubuna dahil alt sektörlerde faaliyet gösteren tesislerin yer aldığı organize sanayi bölgesi” olarak tanımlanmıştır.
Ülkemizde Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas OSB, Ankara Dökümcüler İhtisas OSB, Kırıkkale Silah İhtisas OSB, Yalova Gemi İhtisas OSB, Yalova Kalıp İmalatı İhtisas OSB, Yalova Taşıt Araçları Yan Sanayi İhtisas OSB, Samsun Gıda Organize Sanayi Bölgesi, Konya Karapınar Organize Sanayi Bölgesi, Kocaeli TOSB Otomotiv Yan Sanayi, Bursa İnegöl Mobilya İhtisas OSB, Kocaeli Makine İhtisas OSB, Sakarya Kaynarca Makine İmalat İhtisas OSB, Manisa Kula Deri İhtisas OSB, Manisa Akhisar Zeytin İhtisas OSB, Samsun Havza İhtisas OSB, Malatya Akçadağ Mermer İhtisas OSB, Antalya Kumluca Gıda İhtisas, İzmir Menemen Plastik İhtisas OSB, Gaziantep Besi İhtisas OSB, Ankara Çubuk Hayvancılık OSB, Bursa Tekstil Boyahaneleri OSB vb. gibi 44 adet İhtisaslaşmış OSB bulunuyor. Bunlara örnek olarak ;
2.3.3.1. ANKARA UZAY ve HAVACILIK İHTİSAS ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ(HUB)
TUSAŞ’ın yakınında 730 hektarlık alanda Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Ankara Sanayi Odası ve Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği ile Ankara Valiliği’nin katılımlarıyla, Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kuruldu. 2015 yılında arazisi alınan bölgede, 2016 yılında altyapı çalışmaları tamamlanmış ve 2017 yılından itibaren de kademeli olarak bölgede yer alacak firmaların yatırımları başlamıştır.
HUB Bölgesinde yaklaşık 150’si sanayi kuruluşu olmak üzere 300 işletmenin yer alması, 15 bin kişiye istihdam sağlanması ve 5 milyar USD ciro yapması planlandı. TeknoHAB bölgesinin ilk kuruluş aşamasında, SSB, SSTEK, ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN ve GAZİ Üniversitesi gibi ortakları bulunuyor.
HUB, Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin kurulmasındaki amaç, uzay ve havacılık alanlarında yerli sanayiyi desteklemek, yerli ve yabancı firmaları bir araya getirerek sinerji sağlamak, yüksek katma değerli ürünler üretip ihracatı arttırmaktır. Bölgede Uzay ve Havacılık Sanayi için mükemmeliyet merkezi, Yeni girişimler için inkübasyon merkezi, İhracat için işbirliği merkezi, eğitim kurumları, Ar-Ge ve inovasyon merkezleri yer alıyor.
HUB Bölgesinin hedefleri arasında Yerli Uzay ve Havacılık Endüstrisi’ne kaldıraç olacak yerli, yabancı önemli firmaların ve yan sanayinin bölgede entegrasyonun sağlanması, Avrupalı/Amerikalı yatırımcılar ile Ortadoğu/Türk Cumhuriyetleri arasında arayüz oluşturulması, Sektörde faaliyet gösteren kümelenmeler, üniversiteler ve Ar-Ge merkezleri arasındaki sinerjinin artırılması, KOBİ’lerin bölgeye çekilmesi yer alıyor.
2.3.3.2. KOCAELİ TOSB OTOMOTİV YAN SANAYİ İHTİSAS ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ
Türkiye’nin çeşitli yerlerinde dağınık bir şekilde faaliyet gösteren ve otomotiv sektörüne parça üreten TAYSAD (Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği) mensubu 210 üyeden 40’ı biraraya gelerek, sorunlarının çözümünü sağlamak üzere ortak girişim grubu oluşturmuş ve 1992 yılında TOSB Otomotiv Tedarik Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesini kurmuşlardır. TOSB tamamen katılımcı sanayici üyelerinin özkaynakları ile finanse edilmiş olup otomotiv parça sanayicilerinin faaliyet gösterdiği tek Global İhtisas Organize Sanayi Bölgesidir.
TOSB 2 bin 800 dönümlük bir alana kuruldu. Doluluk oranı yüzde 92’yi bulan bölge; ihracatta yılda 1.7 milyar dolar, ciroda 15 milyar dolar, istihdamda 25 bin kişi rakamlarına ulaşmış durumda. Bölge’de 16 Ar-Ge merkezi, bir tasarım merkezi ve bir inovasyon merkezi bulunuyor. Ayrıca bölgede 18 yabancı sermayeli firma faaliyet gösteriyor. Büyüklük sıralamasında Türkiye’nin ilk 500 ve ikinci 500’üne giren firmalarına ev sahipliği yapan TOSB, meslek lisesi, üniversite gibi eğitim kurumları ve otomotiv sivil toplum kuruluşlarıyla da iş birlikleri yapıyor.
2.3.3.3. KIRIKKALE SİLAH İHTİSAS ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ
Türkiye’nin ilk Silah İhtisas Organize Sanayi Bölgesi olan Kırıkkale Silah İhtisas OSB, 2014 Yılında 500 dönümlük bir arazi üzerinde kuruldu. Bölge 3, 5 ve 7 dönümlük 64 parselden oluşuyor. Kurucu ortakları arasında MKE Kurumu ve Savunma Sanayi Başkanlığı gibi stratejik öneme sahip kurumlarımız bulunuyor.
Silah İhtisas OSB’de kurulan ve kurulacak olan tesislerde her türlü silah, uçaksavar, her çap ve model tabanca, uzun ve kısa namlulu toplar, savunma sanayisine yönelik yüksek teknolojili dijital ürünler, dürbünler, gece görüş kamera sistemleri, savunma sanayisine ait donanım, çipler ve yazılımlarla bunlara ait tüm yedek parçaların imalatının yapılması planlanıyor.
2.3.4. ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ
Türkiye’de OSB uygulamalarına, ilk olarak 1962 yılında Bursa’da bir OSB kurulmasıyla başlandı. 1962 yılından 2002 yılı sonuna kadar 70 adet OSB kuruldu. 15.04.2000 tarihli OSB Kanunu ve 01.04.2002 tarihli Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesi sonucu, 2003-2019 yılları arasında 120 adet OSB daha faaliyete başladı. Mevcut aksaklıkları gidermek üzere yapılan değişiklikler doğrultusunda yeniden hazırlanan OSB Uygulama Yönetmeliği 02.02.2019 tarihli ve 30674 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve OSB’lerin şikayet edilen tüm sorunları çözüme kavuşturulmuştur. Bu tarihten sonra Türkiye’de OSB sayısı hızla artarak bugün itibarıyla 379’a ulaşmıştır.
Türkiye’de mevcut tüm OSB’ler içinde Bölgesel Kalkınma modeline en güzel örnek olarak OSTİM Ekosistemini verebiliriz.
2.3.4.1. OSTİM BÖLGESEL KALKINMA MODELİ
1967 yılında küçük sanayi sitesi yapı kooperatifi olarak 1.748 üye ile faaliyete başlayan OSTİM; bugün 17 ana sektör ve 139 iş kolunda faaliyet gösteren 6.500 işletme ve 65.000 çalışanı ile Ankara ve Türkiye sanayisinde öncü rol oynayan önemli bir ekosistemdir.
OSTİM ekosistemi içinde yer alan tüm kurum, kuruluş ve işletmeler yerli ve milli sanayimizin gelişmesi için örnek çalışmalar yapıyor.
OSTİM Kooperatifi, OSTİM Vakfı, OSTİM Endüstriyel Yatırımlar İşletme A.Ş., OSTİM Teknik Üniversitesi, OSTİM Teknopark A.Ş., OSTİM Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, OSTİM Teknoloji Araştırma ve Geliştirme Merkezi A.Ş., OSTİM-ODTÜ Teknokent, OSTİM Spare Parts Inc., OTÜSEM, OSTİM Proje Gelişim A.Ş, OSTİM Dış Ticaret Merkezi, OSTİM Endüstriyel Tasarım ve Mühendislik Merkezi, OSTİM Dijital Dönüşüm Ofisi, OSTİM Teknik Üniversitesi, OSTİM OSB Teknik Koleji, OSTİM Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, OSTİM Gazi Üniversitesi MYO ve yedi adet yeni nesil sektörel kümelenme bölgedeki işletmelerin gelişmesi, uluslararası rekabetçi bir yapıya kavuşması, verimliliğinin artması, ortak ve yenilikçi projeler gerçekleştirmesi, ihracat yapması ve finansman ihtiyacının karşılanması gibi amaçlara yönelik önemli çalışmalar yapıyorlar.
Kuruluşundan bu yana dayanışma ve iş birliği ruhuyla hep birlikte üreten OSTİM, sadece fiziki bir sanayi bölgesini değil aynı zamanda rekabetçi bir milli sanayi ve teknoloji için çalışma ve başarma azmini ifade ediyor. Ülkemizin kalbi Başkent Ankara’nın ilk sanayi bölgesi olarak kamu, üniversite, teknopark, araştırma merkezleri, ulusal ve uluslararası ana sanayi, sivil toplum kuruluşları ve ilgili diğer sektörlere yakınlığının avantajını da yaşayan OSTİM, kurduğu ulusal ve uluslararası iş birliği ağlarını kurumsallaştırarak sürdürülebilir hale getiriyor.
OSTİM, Türkiye’de bir sanayi bölgesi içinde yer alan ilk üniversite olma özelliğine sahip olan OSTİM Teknik Üniversitesi’nin, OSTİM ekosisteminin tüm birikimini en iyi şekilde değerlendirerek ülkemizde üniversite-sanayi işbirliğinin öncüsü olmakla kalmayıp üniversite-sanayi işbirliğinin gelişmesi ve birçok projenin hayata geçirilmesi için Ankara’da bulunan tüm üniversite, teknopark ve AR-GE merkezleriyle her zaman yakın bir işbirliği içindedir.
Ülkemiz için ekonomik değer üreten OSTİM firmaları sadece bölgenin sahip olduğu üretim/hizmet altyapısı ve imkanlarından değil iş birliği kültürü ve ekosistemin sağladığı değer ve avantajlarla çeşitli üretim desteklerine kolayca ulaşıyor. Bu ekosistem yenilikçi, iş birliğine açık ve rekabetçi işletmelerin yaşayabilmesi ve gelişebilmesi için verimli bir zemin oluşturuyor.
Gelişmiş ülkelerin kalkınma modeli olarak kabul edilen Ahilik kümelenme modelini başarıyla uygulayan OSTİM, rekabetçiliğinin artırılması amacıyla savunma, havacılık, raylı sistemler, medikal, iş ve inşaat makineleri, haberleşme teknolojileri, enerji, kauçuk teknolojileri alanlarında uzmanlaşarak bölgenin ve ülkemizin proje geliştirme, özgün tasarım ve milli üretim yeteneklerinin gelişmesine büyük katkı sağlıyor.
OSTİM yönetimi tarafından 2007 yılında bölgede “Rekabetçilik ve Kümelenme Analizi Çalışması” kapsamında yapılan detaylı araştırma, analiz ve sentezler sonucunda ülkemizin ilk ve en başarılı yeni nesil kümelenme örnekleri bölgede birer birer hayata geçirildi. İş ve İnşaat Makineleri, Savunma ve Havacılık, Medikal Sanayi, Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri, Raylı Ulaşım Sistemleri, Kauçuk Teknolojileri ve Haberleşme Teknolojileri adı altında kurulmuş yedi farklı yeni nesil kümelenme çatısı altında yüzlerce firma bir araya gelerek sektörlerinde ülkemizin geleceği için ortak projeler yapıyor, ulusal ve uluslararası büyük hacimli işlere imza atıyor. Bu Kümelenmeler;
2.3.4.1.1. Ostim İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi
İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi (İŞİM), Çankaya Üniversitesi ile Ostim OSB Müdürlüğü’nün işbirliği sonucunda 2007 yılında OSTİM’ de kurulan ilk kümelenme oldu. “Ostim Rekabetçilik Analizi”nde ülkemiz açısından stratejik öneme sahip kümelenme kapsamında kuruldu. Ana hedefi firmalarının yenilikçi yaklaşımlarını ve işbirliklerini geliştirerek, ulusal ve uluslararası rekabet güçlerini artırmak ve birer dünya markası olmalarını sağlamak.
İŞİM kümelenmesi, Uluslararası bilinirliğin arttırılması ve iyi örneklerin ülkemize ve kümeye kazandırılması için 3 adet uluslararası AB Cosme projesi tamamlamıştır.
İŞİM, İş ve İnşaat Makineleri sektöründe Türkiye’de ve Dünya’da bir merkez olan OSTİM Bölgesinde ve ANKARA içinde Ağır ve Mini İş Makinaları, Araçüstü Ekipmanlar, Asfalt ve Yol Makinaları, Beton Makina ve Ekipmanları, Kırma Eleme Tesisleri, Taşıma-Kaldırma Ekipmanları, Tünel ve Maden Makinaları, Hafif İnşaat Makinaları, Yedek Parça ve Ataşmanlar, Destekleyici Ürün Ve Hizmetler sektörlerinde ihtisaslaşmış, çoğunlukla yerli ürün üreten KOBİ firmalarından oluşan ulusal bir kümelenmedir.
İŞİM, Avrupa ESCA Bronz Kalite sertifikasına sahip olup Ticaret Bakanlığı 4. Uluslararası Rekabeti Geliştirme (URGE) projesini yürütmektedir.
2.3.4.1.2. Ostim Medikal Sanayi Kümelenmesi
Ostim Medikal Sanayi Kümelenmesi 2007 yılında “Ostim Rekabetçilik Analizi”nde ülkemiz açısından stratejik öneme sahip medikal cihaz pazarının bölgesel bir kalkınma modeli olan kümelenme modeli ile geliştirilmesi kapsamında sağlık sektöründe üretim yapan firmalar ve destekleyici kuruluşlarıyla ortaklaşa rekabetle sektördeki pazar payını arttırmak amacıyla kuruldu.
Küme olarak hedef, mevcut ürün ve hizmetlere ek olarak küresel pazarlarda yükselen niş alanlarda; ileri düzey teknoloji, tasarım, yazılım ve hizmet entegrasyonu ile bütünleşik sağlık teknolojisi çözümleri sunan uluslararası platformlarda güvenirliği kanıtlanmış yerli üretim tıbbi cihazlarla dünya pazarında yer almak ve marka olmaktır.
Ostim Medikal Sanayi Kümelenmesi, Avrupa ESCA Bronz Kalite sertifikasına sahip olup Ticaret Bakanlığı 4. URGE projesini yürütmektedir. Ayrıca; Moscow International Medical Cluster (Rusya) ve Hungarian Medical Cluster Mediklaszter (Macaristan) ile işbirliği protokolleri bulunmaktadır. Türkiye’de de medikal sektörde faaliyet gösteren 5 kümelenmenin bir araya geldiği Türkiye Sağlık Kümelenmeleri İşbirliği Platformu kurucu üyesidir.
2.3.4.1.3. OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA)
OSSA, 2007 tarihinde “Ostim Rekabetçilik Analizi”nde ülkemiz açısından stratejik öneme sahip kümelenme kapsamında OSTİM öncülüğünde 2008 yılında kuruldu. OSSA, İş birliği, güç birliği, ortaklaşa rekabet çerçevesinde; üye firmalarının yerli üretim ve rekabet güçlerini arttırmaya yönelik AR-GE, inovasyon, yeni pazarlar bulma, ihracat kanalları oluşturma; uluslararası işbirliğini geliştirme, rekabet avantajı sağlama, teknolojiye uyum sağlama, katma değeri yüksek ürünler üretme, kurumsallık ve kalite sistemlerinde iyileştirmeler, ihtisaslaşma, yol haritası oluşturma, yerli ve milli üretim konularında önemli bir sinerji oluşturmaktadır.
OSSA, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve Ticaret Bakanlığı destekleri ile uluslararası ICDDA etkinlikleri düzenlemekte, savunma, havacılık ve uzay alanlarında faaliyet gösteren ana sanayi ve KOBİ firmalarına; yurt dışında yeni pazarlar bulmak, iş fırsatları yakalamak ve iş ortaklıkları kurmak için çalışmalar yapmaktadır. ICDDA etkinliklerine yurt dışından Airbus, Boeing, BAE Systems, Thales, Rolls-Royce, Leonardo, Thyssenkrupp, GE, Ruag, MBDA, Konsberg, SAAB, Tawazun, Rheinmetall, Safran, Collins, Northrop-Grumman, L3 HARRIS, KAI gibi ana yüklenici firmalar başta olmak üzere birçok ana ve alt yüklenici firmalar katılmaktadır.
Kümelenmenin Ana Sanayi Paydaşlarını; TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN, FNSS, BMC, HAVELSAN, TEI ve OTOKAR, MKE, Ana Araştırma Kurumlarını ise; Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Atılım Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Başkent Üniversitesi oluşturuyor.
OSSA, Başta Ankara olmak üzere Balıkesir, Bursa, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Mersin’den 300’e yakın üye firması ile Kara, hava ve deniz platformları için; Ar-Ge/Tasarım, Yazılım, Kompozit, Elektronik, Elektromekanik, Kablaj, Talaşlı İmalat, Sac Şekillendirme, Yüzey Geliştirme, Test/Kalibrasyon, kaplama/boya, optik sistemler, hidrolik sistemler, makina/ekipman üretimi ve insansız sistemler ile birçok nihai ürün ve alt sistemlerin üretimini gerçekleştiriyor.
Avrupa Havacılık Kümelenmeleri Birliği (EACP) üyesi olan OSSA, Avrupa ESCA Bronz Kalite sertifikasına sahip olup Ticaret Bakanlığı 5. Uluslararası Rekabeti Geliştirme (URGE) projesini yürütmektedir.
2.3.4.1.4. Ostim Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi
Ostim Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi 2007 yılında, Ostim Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılan rekabet analizi neticesinde belirlenen dört stratejik alandan, destekleyici sektörleriyle birlikte geleceğin sektörü olarak belirlenmiş ve 2009 yılından itibaren alt yapı kurma çalışmalarıyla birlikte faaliyetlerine başlamıştır.
Ostim Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi olarak ana hedef, yerli üreticilerin yenilenebilir enerji ve çevre teknolojileri sektöründeki üretim yetenekleri ve ulusal/uluslararası rekabet gücü ve pazar paylarını artırmak amacıyla sektörün tüm paydaşları arasında iş ve güç birliğini pekiştiren kolaylaştırıcı ve yönlendirici bir platform oluşturmaktır.
Ostim Yenilenebilir Enerji ve Çevre Teknolojileri Kümelenmesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kümelenme Destek Programı kapsamında desteklenen “Ostim Temiz Teknolojiler Kümelenmesi Projesi”ni tamamlamış; ürün geliştirme, uluslararasılaşma ve santral rehabilitasyonu gibi üç ana eksende faaliyetlerini yürütmüştür. Ostim ENERJİK kümelenmesi, Ticaret Bakanlığı Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (UR-GE) Projesi Desteği kapsamında 3. URGE projesini ve UNDP tarafından desteklenen ‘Sıfır-Karbon Okuryazarlığı: Dijital İçerik Geliştirme Kampı ve Araştırma Projesi’ni yürütmektedir.
Ostim ENERJİK Kümelenmesi, Avrupa ESCA Bronz Kalite sertifikasına sahip olup aynı zamanda Ostim Teknopark A.Ş.’nin de şirket ortağıdır.
2.3.4.1.5. Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi (ARUS)
Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri (ARUS) Kümelenmesi, Türkiye’nin tüm Anadolu’yu kapsayan sektöründe lider kümelenmesi olarak, ülkemizde raylı ulaşım sistemlerine yönelik üretim yapan sanayicilerimiz, destekleyici kurum ve kuruluşlarımızın “İş Birliği, Güç Birliği ve Milli Marka” ilkesiyle bir araya gelmesi ile 2012 yılında kurulmuştur.
Ülkemizde tasarımından nihai ürüne kadar yerli ve milli marka raylı ulaşım sistemlerini üreterek, birer dünya markası haline getirmeyi kendisine ana hedef olarak belirlemiş olan ARUS, Anadolu’nun 27 ilinden Türk raylı sistemler sektörünün önde gelen 180 kuruluşunu bir araya getirerek, sektörde işbirliği ve güç birliği sinerjisi ile milli markalar üretme görevini üstlenmiştir.
ARUS üyeleri, kurulduğu günden bu yana Tramvay, Hafif Raylı Sistemler (LRT), Metro, Elektrikli ve Dizel ana hat ve manevra lokomotifleri, Hızlı Tren, Yük vagonu, Tren kontrol sistemleri, Kritik bileşenler, Sinyalizasyon, altyapı ve üst yapı üretiminde 15 adet milli markaya imza atarak geliştirdiği yerli ve milli raylı ulaşım sistemlerini gerek şehirlerarası ana hatlarda ve gerekse İstanbul, Bursa, Kayseri, Kocaeli, Samsun, İzmir, Antalya ve Gaziantep’te kent içi ulaşımda hizmete sunmuştur.
Raylı sistemlerde bugün itibarıyla yerlilik oranı %70 seviyesine çıkmış, Panorama, İstanbul, Kayseri Talas, İpekböceği Tramvayları, Green City, İstanbul LRT araçları, HSL 700 Hibrit Lokomotifi, E1000 Elektrikli Manevra Lokomotifi, E5000 Elektrikli Ana hat lokomotifi, DE10000 Dizel elektrikli Manevra lokomotifi, Milli Elektrikli Tren, yeni nesil yük vagonları gibi milli markalı Raylı sistem araç ve Yük vagonlarımız altyapısı, üstyapısı ve milli sinyalizasyon sistemleri ile birlikte gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında büyük talep görmektedir. ARUS üyeleri, 2021 yılında 25 ülkeye 750 milyon USD’lık raylı sistem ihracatı gerçekleştirmiştir.
ARUS, Uluslararasılaşma politikaları kapsamında Avrupa Raylı Sistemler Birliği (ERCI) üyesi olup bu birlikte 16 Avrupa kümelenmesi, 17 Avrupa ülkesi ve 3000’den fazla KOBİ firması, ARGE kuruluşları ve Üniversiteler yer alıyor. ARUS üyeleri, ERCI Avrupa üyeleri ve AB İşletmeler ağında yer alan tüm kuruluşlarla işbirliği içerisinde olup, birlikte tanıtım faaliyetleri, fuarlar, B2B işbirliği toplantıları, Ar-Ge ve inovasyon çalışmaları ve pazarlama faaliyetleri gerçekleştiriyor. ARUS üyeleri, bu kapsamda 3 adet ERCI Avrupa inovasyon ödülü ve 2 adet Frost & Sullivan Avrupa’da yılın şirketi ve Akıllı Ulaşım Sistemlerinde Avrupa liderlik ödüllerini kazanmış olup 10 adet uluslararası raylı sistem projeleri yürütüyor. ARUS, ayrıca Avrupa ESCA (European Secretariat for Cluster Analysis) tarafından Gümüş kalite sertifikasına layık görülen Türkiye’de ilk ve tek kümelenme olarak kuruluşunun 10.yılını taçlandırmıştır. ARUS, ayrıca 2 adet uluslararası AB Cosme Exxtra ve Star projeleri ile Ticaret Bakanlığı 3. Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi (UR-GE) projesini yürütmektedir.
2.3.4.1.6. Kauçuk Teknolojileri Kümelenmesi
2013 yılında kurulan Kauçuk Teknolojileri Kümelenmesi, Kauçuk sektöründeki değer zincirinde yer alan firmalar ile üniversiteler, odalar, kamu kurumları, ilgili sivil toplum örgütleri gibi destekleyici kurumları belli bir amaç doğrultusunda bir araya getiren bir oluşumdur. Kamu, Üniversite ve Sanayi işbirliği hedefiyle oluşan kümelenme ailesinin bir üyesi olarak sektörün kalkınması ve uluslararası platformda daha büyük pay sahibi olabilmesi için çalışmalar yürütmektedir.
Kauçuk Kümelenmesi, Uluslararasılaşma çerçevesinde İspanya’dan ASICS, Fransa’dan Elastopole ve Belçika’dan Plastwin kümelenmeleri ile iletişim ağının güçlendirilmesi adına TEEPII adlı Avrupa Kauçuk Kümelenmeleri Birliği’ni kurmuştur.
Ostim Kauçuk Kümelenmesi Ticaret Bakanlığı 3. URGE projesini yürütmektedir.
2.3.4.1.7. Ostim Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi (HTK)
Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi (HTK), 2017 yılında OSTİM tarafından, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu(BTK) desteği ile haberleşme teknolojileri sektöründeki paydaşları bir araya getirerek; ortak hareket etmek, ekonomi ve endüstri alanında yerli ve milli kalkınmayı güçlendirmek, geliştirmek, sektörün ihtiyaçlarının karşılanması ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilmelerini sağlamak, üniversitelerin bu konuda geliştirdikleri bilgiyi ticarileştirmek, sektörde donanım, yazılım ve malzeme üreticileriyle hizmet sağlayan işletmecilerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kuruldu.
Tüm kurum ve kuruluşlarıyla OSTİM ekosistemi gerek ülkemizde ve gerekse Dünya’da örnek gösterilen önemli bir sanayi, teknoloji ve inovasyon bölgesi olmayı başarmıştır.
Haberleşme Teknolojileri Kümelenmesi, 17 üye firması ve 3 operatörün katılımı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G Haberleşme Şebekesi Projesini ve Ticaret Bakanlığı 1. HİSER projesini yürütmektedir. HTK Kümelenmesi, Ticaret Bakanlığı Desteği ile bir Alım Heyeti faaliyeti gerçekleştirmiş olup dünyanın çeşitli yerlerinden operatör ve entegratör firmaları ülkemize davet ederek ülkemizin ihracatını artırmak hedefi ile uluslararası bir etkinlik düzenlemiştir.
Tüm Ostim kümelenmelerinin amacı, yurt dışı bağımlılığı ve ithalatı önleyerek yerli ve milli özgün ürünler üretmek ve uluslararası sürdürülebilir rekabet ile ülkemizin ihracatını artırmaktır.
- SONUÇ VE ÖNERİLER
Yeni nesil kümelenme modeli 13. Yüzyılda Anadolu’da Ahi Evran tarafından kurulan Ahilik teşkilatı ile günümüze kadar gelerek ülkelerin kalkınma ve ekonomik programlarında başarıyla uygulanan bir model olmuştur. Ülkemizde Ulusal Bilim, Teknoloji Politikaları 2003-2023 strateji belgesi kapsamında Türkiye’nin kalkınma yolunda katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi ve ihracatın artırılması için yenilikçilik esasına dayanan yapısal bir dönüşüm hedeflenmiştir. Bu dönüşümde bölgesel ve ulusal kalkınmaya sağladığı önemli faydalar sebebiyle yenilikçilik esaslı bilgiye dayalı üretim ekonomisi, kalifiye insan kaynağı, teknoloji ve bilgi üretimi konusunda Üniversiteler, Teknopark’lar, ihtisaslaşmış bölgeler, bilim vadileri, OSB’ler, finans merkezleri ve küresel alanda faaliyet gösteren yeni nesil kümelenmeler ön plana çıkmıştır.
Yeni nesil kümelenmelere ülkemizdeki en başarılı örnekler olarak OSTİM bölgesel kalkınma ekosisteminde yer alan kümelenmeleri verebiliriz. Toplam 17 ana sektör ve 139 iş kolunda faaliyet gösteren 6.500 firmanın yer aldığı OSTİM ekosisteminin merkezinde başta OSTİM Teknik Üniversitesi olmak üzere teknoparklar ve akıllı uzmanlaşmış yeni nesil kümelenmeler yer alıyor. Ülkemiz için ekonomik değer üreten OSTİM firmaları, Kümelerin sağladığı iş birliği kültürü, ekosistemin sağladığı değer ve avantajlarla ortak projeler yaparak ulusal ve uluslararası büyük hacimli işlere imza atıyor.
Ülkemizin daha çok kalkınması için OSTİM ekosisteminde olduğu gibi merkezinde üniversite olmak üzere, kamu kurumları, özel sektör, finans merkezleri ve ara yüzlerin de yer aldığı tüm teknoloji geliştirme, sanayi ve ihtisas bölgelerinde ahilik ilkelerine bağlı, akıllı uzmanlaşmış, uluslararası faaliyet gösteren yeni nesil kümelenme modelinin yaygınlaştırılması, bu bölgelerde kalifiye iş gücünü sağlayacak mesleki eğitim kurumları sayısının da artırılması önem arz ediyor.
REFERANSLAR
- Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu-Tübitak(2004). Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları/2003-2023 Strateji Belgesi. https://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/vizyon2023/Vizyon2023StratejiBelgesi.pdf,Tübitak, 02.11.2004.
- Onuralap, A.(2016). Dünyadaki İnovasyon Kümelerinden Ne Öğrenebiliriz; Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı, Değerlendirme Notu, N201634.
- Beğendik,B.(2013). Küresel Doğan İşletmelerin Uluslararasılaşma Sürecine Etki eden Girişimcilik Yönelimi Boyutları ve Girişimci Özellikleri, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı, Ankara.
- Kaya, D., Taylan, O., Kılıç, E.(2015). Kümelenme ve Karabükte Raylı Sistemler, Bakka.
- Yüksek Öğretim Kurulu-YÖK(2020). Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması, Bölgesel Kalkınma Odaklı Üniversiteler, YÖK, Ankara.
- C. Kalkınma Bakanlığı(2016). Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi 2014-2023.
- Kabataş,K., Akgün, A,K.(2021). Yüksek Teknoloji İçeren Sanayi Kümelenmeleri, Havacılık Kümelenmeleri Örneği, İşletme Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi, Sayı: 2, Say. 420 – 443.
- Kırankabeş, M, C., Erkul, A.(2020). Türkiye’de Bölgesel İnovasyon Ekosistemi: Üçlü-Sarmal Modeli Çerçevesinde Bir Değerlendirme, T. C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Dergisi, Sayı: 1.
- Kurnaz, G., Bedük, A.(2017). Türkiye’de ve Dünyada Melek Yatırımcılık, Selçul Üniv., Sosyal Bilimler MYO Dergisi, e-ISSN: 2564-7458, Cilt 20, Sayı 1, Say. 27-40.
- C. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü(2013). Kümeler için Uluslararasılaştırma Stratejileri ve Pazarlama Kılavuzu. http://www.kobikumelenme.gov.tr
- A, Sibel.(2018). Bölgesel kalkınma dinamikleri: Üniversite-Sanayi İşbirliği Stratejileri, Int. Journal of Human Sciences, ISSN:2458-9489, Volume 15 Issue 1.
- Future Technology Institute -Thinktech STM (2015). Kümelenme Analizi Sektör Değerlendirme Raporu.